Abstract :Gerginlik, endişe ve sinirlilik içeren öznel bir duygu olarak tanımlanan kaygı, temelde bireyin değerine yönelik algılanan, duygusal bir tehdit olarak görülmektedir. Yabancı dil kaygısı, hedef dilin konuşmacıları ile etkileşimde bulunulduğunda gözlemlenen duruma özgü bir kaygı biçimidir. Psikolojik açıdan, orta düzeyde yabancı dil kaygısının ikinci dil öğrenimine, bir zaaftan ziyade yardımcı bir etkisinin olduğu kanıtlanmıştır. İkinci dil edinimi alanında yürütülen çalışmaların çoğu, üniversiteler, liseler (ortaokullar) ve ilkokullar da dahil olmak üzere ikinci dil öğretilen ortamlarda dil yeterlilik seviyesi, cinsiyet, yaş ve konuşma performansındaki farklılıklar açısından yabancı dil kaygısının belirleyici etkisine odaklanmıştır. Birçok çalışmada, ikinci dil öğrenen kadın öğrencilerin, erkek öğrencilerle karşılaştırıldıklarında, özellikle sınıf içi aktivitelerde, yüksek düzeyde yabancı dil kaygısı gösterme olasılıklarının daha yüksek olduğu görülmektedir. İki dilli okuryazar popülasyonların yaşadığı yabancı dil kaygı seviyelerini araştıran çalışmalarda, orta düzeydeki kaygı seviyelerinin özellikle test koşullarında katlandığı ortaya çıkmıştır. Alanda (genç)yetişkinlerin yaşadığı yabancı dil kaygısına yönelik birçok çalışma olmasına rağmen, ikinci dil öğrenen çocukların yaşadığı kaygı düzeyleriyle ilgili çok az sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışma, okul öncesi düzeyinde öğrenim gören çocukların sergiledikleri yabancı dil kaygı düzeylerini ve cinsiyet farklılıklarının bu kaygı düzeyini etkileyip etkilemediğini açıklamayı amaçlamaktadır. Üniversite etik kurulundan alınan etik izni, çalışma yapılacak kurum izni ve ailelerden alınan izinler doğrultusunda, çalışmada İzmir, Türkiye’de bulunan özel bir ana okulda öğrenim gören 40 öğrenci yer almıştır. Çocuk katılımcıların yaşları 3;01 ile 6;01 (x̄=4;07, Sx=0.7) arasında değişmektedir. Katılımcılar, sessiz bir odada test edilmiş ve Çocukların Yabancı Dil Kaygısı Ölçeğinden alınan bir dizi anket sorusu karşısında duygularını ifade ederken beş yüz ifadesinden birini göstermeleri istenmiştir. Bu beş yüz ifadesi çok üzgün ve çok mutlu aralığında değişiklik göstermektedir. Katılımcıların yanıtları ses kaydına alınmış ve her katılımcı çalışmada yer aldıkları için çıkartma ile ödüllendirilmiştir. Genel olarak, çalışmada okul öncesi çocukların düşük ila orta seviye yabancı dil kaygısı yaşadıkları ve cinsiyetin önemli bir etkisinin olduğu saptanmıştır. Kız katılımcılar, özellikle sınıf içinde ve akranlarının karşısında İngilizce iletişim kurarken kaygılanan erkek katılımcılara kıyasla istatistiksel olarak anlamlı derecede daha düşük seviyede yabancı dil kaygısı göstermişlerdir. Ayrıca, erkek katılımcıların, hata yapma konusunda kız katılımcılara kıyasla daha çok endişelendikleri fakat kural öğrenme konusunda daha hevesli oldukları bulunmuştur. Bu bulgular erken iki dilliliğin avantajlarının yanı sıra okul öncesi çocukların yabancı dil kaygısının olumsuz etkilerinden daha az etkilenebileceklerini göstermektedir. Keywords : Okul öncesi çocuklar, yabancı dil kaygısı, yabancı dil olarak İngilizce