- Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 17 Issue: 17
- İslam Tarihinde "Zararlı Mescid" (Mescid-İ Dırar) Olayı ve Günümüze Anımsattıkları...
İslam Tarihinde "Zararlı Mescid" (Mescid-İ Dırar) Olayı ve Günümüze Anımsattıkları
Authors : Osman Zümrüt
Pages : 9-30
Doi:10.17120/omuifd.58725
View : 7 | Download : 5
Publication Date : 2004-09-01
Article Type : Other
Abstract :Bu yazının amacı "Zararlı Mescid” (Mescid-i Dırar) olayının İslam tarihinde ve günümüzde ifade ettiği anlam ve ibretlere dikkat çekmektir. M. 630 yıllarında Hz. Muhammed’in dini ve siyasi otoritesinin tüm Arabistan’ı etkisi altına almaya başladığı bir zamanda, muhaliflerden Ebu Amir ve Medine’deki bir takım "dinsel bölücü ve iki yüzlüler”( münafıklar), söz konusu otoriteyi, sarsmak amacıyla bir örgütlenme yeri olarak tasarladıkları "Zararlı Mescid”i inşa ettiler. Tebük savaşından dönmekte olan Hz. Muhammed’e bu yeni mescidi onaylatacakları sırada, onların gizli niyet ve planlarını açıklayan ve mescit hakkında ne yapması gerektiğini Peygamber’e bildiren, Tevbe süresinin 107-117. ayetleri indi. Bu ayetlerin gereğini yerine getiren Hz. Muhammed, "Zararlı Mescid”i yıkıp yaktırdı. Bu Mescid’in inşa edilmesi ile yıkılması olayının hem İslam tarihinde hem de günümüzde ortaya çıkan anlam ve talimatları şöyle özetlenebilir: Dinsel değerlerin kötüye kullanılması ihtimalinin her zaman mümkün olabileceğini gösteren "Zararlı Mescid” olayı karşısında, Hz. Muhammed’in verdiği yıkım kararı, Hz. Muhammed’in dini ve siyasi otoritesini güçlendirmiş; buna karşılık muhaliflerinin gücü ve etkisi azalmıştır. Bu bağlamda, Atatürk’ün ulusal toprak bütünlüğünü sarsacak hareketlere karşı kesin kararlı tavrı ile Hz. Muhammed’in tavrı arasında benzerlikler vardır. "Zararlı Mescid” olayında görüldüğü üzere, dini değerlerin istismarı toplumda bölücülüğe yol açmakta ve milli birliğe zarar vermektedir. Dini değerlerin istismarına karşı, Hz. Muhammed’in verdiği sert tepki aynı zamanda günümüzde de bu istismara yeltenenlere karşı uyanık olunması ve onlara fırsat verilmemesi gerektiğine bizleri uyarmaktadır. Bu durum, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sonsuza değin yaşaması için, bizlerin iyi bir yurttaş ve doğru bir Müslüman olmamız gerektiği noktasında da derin uayrılara sahiptir.Keywords :