İdiyopatik Karpal Tünel Sendromunda Lipid Profili Bozuklukları
Authors : Doğaner Yç
Pages : 25-28
Doi:10.18521/ktd.01402
View : 22 | Download : 4
Publication Date : 2014-08-01
Article Type : Other
Abstract :Amaç: Karpal tünel sendromu (KTS); karpal tünel içinde median sinirin sıkışmasına bağlı oluşan sık rastlanan bir tuzak nöropatidir. Kadınlarda, özellikle orta yaş grubunda ve bazı spesifik meslek gruplarında sık görülmektedir. Çalışmamızda lipid profili bozukluklarının KTS için bir risk faktörü olup olmadığını araştırdık. Yöntem: Çalışmamıza, Ağustos 2009 ve Temmuz 2010 tarihleri arasında, Beyin ve Sinir Cerrahisi polikliniğine başvuran 52 hasta dahil edilmiştir. Hastalar; tıbbi öykü, fizik muayene, laboratuar parametreleri ve elektrofizyolojik araştırmaları değerlendirilerek "İdiyopatik Karpal Tünel Sendromu” tanısı alan cerrahi endikasyonu konulan hastalar arasından seçilmiştir. KTS için risk faktörlerini içermeyen 52 sağlıklı birey de kontrol grubu olarak alınmıştır. Hastaların tıbbi öykülerini sorgulayan değerlendirme formu, rutin biyokimya ve tam kan değerleri kaydedilmiştir. Bulgular: KTS grubu yaş ortalaması 56,69±12,36 yıl, kontrol grubu yaş ortalaması ise 50,04±9,40 yıldı. KTS grubunda lipid parametreleri ortalama değerleri; total kolesterol (TK) düzeyi 225,31±42,64 mg/dL, trigliserid düzeyi (TG) 182,85±81,65 mg/dL, LDL kolesterol düzeyi 142,77±36,23 mg/dL, HDL kolesterol düzeyi 47,71±10,68 mg/dL olarak saptandı. Kontrol grubu lipid parametreleri ile karşılaştırıldığında TK ve LDL düzeyleri yönünden her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edildi (sırasıyla p=0,020 ve p=0,035). Mesleki faktörlerin hastalığın gelişimine etkisi araştırıldığında, büyük çoğunluğunu bayanların oluşturduğu hasta grubunun %80,8‟i (n=42) ev hanımı idi. Sonuç: Çalışmamızda TK ve LDL düzeylerinin yüksek olmasının, KTS etyopatogenezinde risk faktörü olabileceği sonucuna varıldı. Bu anlamda KTS‟nin sık görüldüğü kadınlarda, özellikle ev hanımlarında uygun öykü ve fizik muayenenin yanısıra, hiperkolesteroleminin önemli değiştirilebilir risk faktörlerinden biri olduğu unutulmamalıdırKeywords :