- Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 7 Issue: 2
- SAFİYYE BNT. ABDÜLMUTTALİB’İN ŞİİRLERİNDE ALLAH RESÛLÜ’NE MERSİYE
SAFİYYE BNT. ABDÜLMUTTALİB’İN ŞİİRLERİNDE ALLAH RESÛLÜ’NE MERSİYE
Authors : Mehmet Yilmaz
Pages : 1033-1064
Doi:10.46353/k7auifd.789685
View : 8 | Download : 5
Publication Date : 2020-12-31
Article Type : Research
Abstract :Genel anlamda kadın vefat gibi üzüntü kaynağı olabilecek durumlarda ağlamaya ve ağıt yakmaya erkeğe kıyasla fazla eğilimlidir. Safiyye bnt. Abdülmuttalib de Allah Resûlü’nün ardından çokça gözyaşı dökmüş ve ağıtlar yakmıştır. Kuşkusuz bu durum şairlik yönüyle de bilinen Safiyye bnt. Abdülmuttalib’den beklenecek bir olgudur. Zira Nübüvvet evine mensup olan Safiyye bnt. Abdülmuttalib Allah Resûlü’nün halasıdır. Ulaşılabilen kaynaklarda şaire ait toplam on üç mersiye şiiri tespit edilmiştir. Çalışma konusu şiirlere Taberânî’nin el-Mu‘cemu’l-kebîr’i, Heysemî’nin Mecma‘u’z-zevâid’i, Asbahânî’nin Ma‘rifetu’s-sahâbe’si, İbn Sa‘d’ın Kitâbu’t-tabakâti’l-kebîr’i Suyûtî’nin Kitâbu’l-muhâdarât ve’l-muhâvarât’ı, Nemerî’nin İstî‘âb’ı, Belazûrî’nin Ensâbu’l-eşrâf’ı İbn ‘Asâkir’in Târîhu Medîneti Dimaşk’ı, Câhız’ın el-Beyân ve’t-tebyîn’i ve Nuveyrî’nin Nihâyetu’l-Ereb’i gibi temel siyer, tarih ve edebiyat kaynakları taranmak suretiyle ulaşılmıştır. Şaire ait ilk mersiye, Allah Resûlü vefat ettiği gün Medine sokaklarında yaşanan şaşkınlık ve kargaşa halinin dile getirildiği beyitlerdir. Beyitlerd sahabe, Hz. Peygaber’in vefat haberiyle yıkılmıştır. Zira Hz. Peygaber’in vefatı, vahyin kesilmesi ve sahabenin sahipsiz kalması anlamına gelmektedir. Halbuki sahabe, yağmur suyuna muhtaç yeryüzü gibi Allah Resûlü’ne muhtaçtır. Bu bakımdan ortada bir belirsizlik ve kargaşa söz konusudur. Sahabe bundan sonra yapılacaklar ve ümmetin geleceği gibi hususlarda aralarında konuşmalar yapmaktadırlar. Mersiye, matem ve te’bîn türündedir. Şaire ait ikinci mersiye, Allah Resûlü’nün vefat haberiyle yıkıldığı ve içine düştüğü pürmelal hali dile getirdiği beyitlerdir. Matem ve te’bîn türünde kurgulanan beyitler şairin yaşadığı duygu yoğunluğu hakkında ipuçları vermektedir. Nitekim şair, Allah Resûlü’nün vefat haberiyle yıkılmıştır ve bunca acıyı yaşamak yerine ölmeyi arzulayacak boyutta ruhsal çöküntü içerisindedir. Yaşadığı şok ve bitkinlik sebebiyle sahip olduğu her şey zorla elinden alınmış kimse gibi gözlerine uyku girmemektedir. Üzüntüden saçlarına da ak düşmüştür. Daha düne kadar Allah Resûlü’nün yaşadığı evler artık virandır. Bu durum şairin acısını daha da artırmaktadır. Şaire ait üçüncü mersiye, Allah Resûlü’nün vefatının diğer ölenlere kıyasla farklılık arz ettiğini ve acısının da bu sebeple derin olduğunu vurguladığı beyitlerdir. Şair hiçbir musibeti Allah Resûlü’nün vefatına eş görmemektedir. Bu bakımdan yüreğindeki acıya ve vücudundaki bitkinlik haline dayanmakta zorlanmaktadır. Şair, sahabe hanımlardan acısını hafifletecek ve kendisini teselli edecek bir şeyler söylemelerini istemektedir. Beyitlerde ‘gecem uzadı’ ifadesinin iki defa tekrarlanıyor olması da yüreğinde hissettiği acının büyüklüğü hakkında ipuçları vermektedir. Zira duygular daha çok gece vakti depreştiğinden acı çeken insana göre geceler uzundur. Şairin yaşadığı duygu yoğunluğu dikkate alındığında, mersiyenin Allah Resûlü’nün defnedildiği gece veya yakın bir tarihte söylenmiş olması ihtimal dâhilindedir. Şaire ait dördüncü mersiye, Allah Resûlü’nün ardından çok fazla gözyaşı akıttığına vurgu yaptığı beyitlerdir. Beyitlerde şair, gözyaşlarına boğulmakta ve göz kapaklarını mütemadiyen silmektedir. Yine şair hayatta kaldığı süre engin denizlerdeki sular kadar duraksamadan gözyaşı akıtmayı arzulamaktadır. Zira sahabe kendilerine doğru yolu öğreten Allah Resûlü’nün aralarından ayrılması sebebiyle bitaptırlar. Şaire ait beşinci mersiye, Allah Resûlü defnedildikten sonra söylendiği anlaşılan ve yine şairin pürmelal haline vurgu yapılan beyitlerdir. Şair Allah Resûlü toprağa defnedildikten sonra yine gaspa uğramış kimse gibi şaşkındır ve yüreğinde düğümlenen acı sebebiyle uykuları kaçmıştır. Saçları da hurma dalı gibi beyaza bürünmüştür. Zira Allah Resûlü’nün eşi ve benzeri yoktur. Şair, asalet, göze hitap etme, saygınlık, zarafet, düşkünlere dayanak olma gibi Allah Resûlü’nde var olan hasletleri sıralamak suretiyle teselli bulmaya çalışmakta ve Allah Resûlü’nün sahabe nazarındaki konumuna işaret etmektedir. Şaire ait altıncı mersiye, Allah Resûlü’nde var olan bazı hasletlerin direk sıralandığı beyitlerdir. Beyitlerde şair Allah Resûlü’nden sonraki belirsizlik hali ve ümmetin akıbeti hususunda endişelidir. Zira kibarlık, merhamet, yol gösterme ve öğretici olma gibi erdemlerle sahabeye örnek teşkil eden Allah Resûlü aralarından ayrılmıştır. Şair her ne kadar Yüce Allah’ın Hz. Peygamber’i ümmete bağışlamasını arzu etse bile kadere teslim olma dışında alternatif görememektedir. Hal böyle olunca, Yüce Allah’tan Allah Resûlü için esenlikler dilemekte ve Allah Resûlü’nü Adn cennetlerine koyması için dua etmektedir.Keywords : Arap Dili ve Belâğatı, , Allah Resûlü, , Safiyye Bnt. Abdülmuttalib, , Şiir, , Mersiye, , Duygu