- Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 7 Issue: 1
- تكاثر السنة أم تناقصها؟ بحث في جدلية شمولية التدوين
تكاثر السنة أم تناقصها؟ بحث في جدلية شمولية التدوين
Authors : Abdulaziz Muhammed
Pages : 645-668
Doi:10.46353/k7auifd.540141
View : 7 | Download : 4
Publication Date : 2020-06-29
Article Type : Research
Abstract :Günümüz akılcı ekoller sünnetin tedvinine(yazılışına) şüpheli bir bakış açısıyla bakıp, sünnetin tedvininde çok yanlışlar yapıldığına inanmaktadırlar. Bu yanlışlar dinin temelinde olmayan hadisleri bile dinin bir parçası haline getirmektedir. tedvinde yapılan yanlışlar da apaçık bir şekilde ortadada gözükmektedir. Bu akılcılar birbirine çelişen iki şey söylemektedir: Birincisi: diyorlarki: hadisçiler, bütün hadisleri yazmadılar, bir kısmı saklamışlardır. özellikle padişahlara zulümlerinden dolayı uygulanan ceza ve had ile ilgili hadisler. bunun açık örneği de: bilemediğimiz peygamberin hutbeleridir. bunlar elimize ulaşmamıştır. İkincisi: diyorlar ki: gerçek sünnetin sayısı, yazılanlardan daha azdır. Ama günümüzdekilerin sayısı, oldukça fazladır. bunların çoğu da ya batil yada mevzu hadislerdir. sahih hadisler de bu ikisi arasında ayrılmayacak kadar kaybolduğunu görüyoruz. Biz de bu konumuzda bu iki şeyi tartışacağız ( sünnetin çoğalması, sünnetin kaybolması). Araştırmanın önemi, kavramın tartıştığı önemli bir konuya ışık tutması gerçeğinde ortaya çıkmaktadır. Akılcılar Sünnet’in blogcularına birkaç veya daha fazla meydan okumaya giderken, akademisyenler Sünnet’ten yazılanların Sünnetin tamamı olduğunu söyler, ne fazlalık ne de eksikliliktir. Araştırma, aşağıdakiler de dahil olmak üzere bu sorulara cevap vermektedir: 1- hadisçılar valiler ya da padişahalrın zulümleri altında kaldıkalrı sürece acaba sünnetten bir eksiklk ya da gizleme olmuşmudur? 2- Kayıp hadislerin anlamı nedir ve bunu bilmenin yolu nedir? 3- rivayetler üçüncü yüzyılda ilk yüzyıllara göre neden çoğalmıştır? 4- hicazda rivayet edilmeyen ve diğer ülkelerde rivayet edilen hadisleri delil olarak gösterebilir? 5- Üçüncü yüzyıldaki rivayet edilen hadislerin senedinde kopuklulk olmadan rivayet edilirken, birinci yüzyılda o hadislerin senedinde kopukluk olurken nasil rivayet edilmiştir? Araştırmamız şu sonuçlara varmıştır: akılcılar tüm Sünnilerin yazılmadığını ve bir kısmının kaybolduğunu. Hadisleri yazarken siyasi olaylar büyük rol oynamıştır. Eğer bir Hadis bir padişahın görüşüne uyuşmazsa o hadis yazılmasını yasaklandığını iddia etmektedirler, peygamberinmizin beşyüz adet hutbesini kaybolduğu gerçeğiyle kanıtlanmamıştır ve bugün Peygamberimizin sünnetin kaynaklarından elimiz arasında bir hutbe bulamadığını iddia etmektedirler. Sünnet’in neler içerdiğini bilmenin tek yolunun sünneten neler yazıldığına bakmak gerekir. Yazılmamış ve bize ulaşmadığından dolayı hadislere hüküm vermemiz mümkün değildir, Sonuç olarak, kayıp hadislerin padişahların görüşlerine uyuşmadığından delillerle desteklenmemektedir. Çalışma, Peygamberin, hutbeleri yazmadan uzaklaştırlmadığını göstermektedir, ancak yazılırken çeşitli biçimlerle yazılmıştır . Bazıları, sözü yazarken Peygamberin sözünü olduğunu belirtir, bazlarıda peygamberin sözü olduğunu söylemeden yazmıştır. Büyük alimler peygamberimizin hutbeleri ile ilgili bir çok eser yazmışlardır, altı yüze yakın hutbe tesbit etmişlerdir. Akılcılar ayrıca, sünnet yazılmıştan daha az olduğunu, yazılmış ve bize ulaşmış sünnetin çoğu da doğru olmadığını iddia etmektedirler, hadis hafızları ölümleriulr hadislerin çoğu kayıbplmuştur, doğru olanı sadece hicazde rivayet edildiğini kanaatındalar, hicazda rivayet edilmeyen hadisi kabul etmemektedirler. Gerçek şu ki, bu sayi gerçek değil, tekrar edilmeyen ve sahih hadislerin sayısı dört bin dört yüz hadistir, bu sayıyı sevri ve Yahya bin Saeed El-kattan, İbn Mehdi, Ahmed bin Hanbal ve diğerleri tarafından belirtilmiştir, asıl söz hadisin metnini çok olması değil de yolları çok olmasıdır, çünkü hadis birdir ama yolları çoktur. Akılcılar, hadislerin çoğulmasının nedenini, üçüncü yüzyıldaki modernistlerin, ilk yüzyıllarda Iraklıların hadisleri gibi reddedilen hadisleri kabul etmelerine bağlamaktadır. Bu ifade, ülkesine bakılmaksızın, herhangi bir güven anlatıcısının hadisini kabul etme konusundaki hadisçıların mutabakatına aykırıdır.Keywords : Hadis, , Sünnet, Hadisçiler, Akılcılar, Çok, Kayıp