- Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi
- Vol: 1 Issue: 2
- Akademisyenlerin Yorgunluk, Tükenmişlik ve Yaşam Kalite Düzeyleri
Akademisyenlerin Yorgunluk, Tükenmişlik ve Yaşam Kalite Düzeyleri
Authors : Seda Nur Tergek, Seniha Ek?c?, Emine Handan Tüzün, Saniye Aydo?an, Duygu Güven, Arzu Da?kapan
Pages : 128-129
View : 11 | Download : 4
Publication Date : 2013-09-01
Article Type : Research
Abstract :Amaç: Çalışmamız öğretim üyesi ve diğer öğretim elemanlarında yorgunluk, tükenmişlik ve yaşam kalite düzeylerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi amacıyla gerçekleştirildi. Gereç ve yöntem: Çalışma Kırıkkale Üniversitesinde çalışmakta olan öğretim üyesi (Grup 1, n=50) ile diğer öğretim elemanlarından oluşan (Grup 2, n=52) akademisyenler üzerinde gerçekleştirildi. Yorgunluk Şiddet Skalası (FSS) ve Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin (MTÖ) Türkçe sürümleri sırasıyla yorgunluk ve tükenmişlik düzeylerini değerlendirmek amacıyla kullanıldı. MTÖ tükenmişliği üç ayrı boyutta ölçmektedir:duygusal tükenme, duyarsızlaşma vekişisel başarı. Bireylerin sağlıkla ilgili yaşam kalite düzeyleri WHOQOL-BREF anketinin Türkçe sürümü ile değerlendirildi. Anket fiziksel sağlık, psikolojik sağlık, sosyal ilişkiler, çevre ve ulusal çevre alt ölçeklerinden oluşmaktadır. Sonuçlar: Birinci gruptaki bireylerin ortalama yaşları 42,8±7,8; ikinci gruptakilerin ise 32,6±8,9 yıldı. Öğretim üyelerinin 35’i (%70) erkek iken, diğerleri kadındı (% 30). Grup 2’de ise 28 (% 53,8) kadın, 24 (% 46,2) erkek bulunuyordu. Gruplardaki bireyler yaş, vücut kütle indeksi, çalışma süreleri ve cinsiyet açısından istatistiksel olarak anlamlı şekilde farklıydı (p<0.05). Bu değişkenler istatistiksel olarak kontrol edildikten sonra FSS puanları, MTÖ’nün tüm alt boyut ve WHOQOL-BREF’in alt ölçek puanları açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmadı (p>0.05). Tartışma: Akademisyenler gerek yaş ve çalışma yılları, gerekse yetki ve sorumluluklarının farklılıklarına rağmen benzer yorgunluk, tükenmişlik ve sağlıkla ilgili yaşam kalite düzeylerine sahiptirler. Bu sonuç mesleklerinin nispeten başlarında olan genç akademisyenler adına kaygı verici görünmektedir. Bununla birlikte, öğretim üyesi olduktan sonra hiyerarşik bir düzende ilerleme kaydetmeleri, nispeten daha bağımsız çalışma olanakları, ekonomik iyileşmeler ve mesleki tatmin gibi bazı etkenlerin öğretim üyelerinde yorgunluk, tükenmişlik ve sağlıkla ilgili yaşam kalite düzeylerinin giderek kötüleşmesini engellediği düşünülmüştür. Ancak sonuçları etkileyebilecek diğer faktörler göz ardı edilmemelidirKeywords :