L'aperçu Epistcmologique de ta Géograhie de nos Jours
Authors : Cezmi Sevgi
Pages : 0-0
View : 7 | Download : 4
Publication Date : 1984-06-01
Article Type : Other
Abstract :Günümüz dünyasında insanların dörtte üçünden fazlası, açlık, sefalet ve yoksulluğun oluşturduğu azgelişmişlik koşullarında yaşamaktadır. Azgelişmişlik, yirminci yüzyılın son çeyreğinin belki de en büyük sorunudur. Üçüncü Dünya ülkelerinde, çok geniş yayılma alanları içinde bulunan insanların oluşturdukları gruplar ya da «evletler, kuşkusuz birbirinden, gerek geçirmiş oldukları tarihsel süreç, gerekse sosyo-ekonomik, kültürel ve alansal bütünsellik açısından farklıdırlar. Öncelikle, ’’azgelişmişlik” kavramı ile parallellik içinde olduğu kanışım uyandıran ve bu yönde dal budak salmış birtakım kavramlarm açıklığa kavuşturulması, sonra da ’’azgelişmişlik” olgusuyla ilgili alansal farklılaşmaların anakara, ülke ve bölgeler düzeyinde bir sııurlandırmasını yapmak gerekmektedir. Böyle bir sorunun, ülke, ülkeler ve ülkelerarası bir düzeyde çözümlenebilmesi, alansal karşılıklı etkileşimlerin ortaya konulabilmesi ile olanaklıdır. Bunun içinde, hiç kuşkusuz başta gelen temel yaklaşımlardan birinin coğrafi olması gerekmektedir. Klasik anlamda da olsa, insanlığın bilimsel bir aracı olan coğrafyanın, günümüzdeki gelişen koşulları ve bu doğrultuda ortaya çıkan çelişkileri, kendi bilgikuramı (epistemoloji) ile ele alması gerekmektedir. Bu yaklaşım, coğrafya biliminin bilgikuramsal düzeyde diğer bilimlerle olan farklılığını ortaya koyacağı gibi, olgunun haklılığında yatan gerçeklerle, savununun temel çıkışım da belirliyecektir. Böylece, yüzyılın değil belki de tarihin en önemli sorununa ışık tutacaktır. Kanımızca, coğrafya bili minin bilgikuramsal yapısının, artık yalnızca üniversitelerde değil, üniversite dışında da çeşitli insanlar ve gruplarca tartışılması gereklidir; daha iyi yaşam koşullanııa ulaşabilmek için nasd bir alansal düzenleme yapmak gerektiğinin ve toplumsal yönde bu disiplin bilincinin nasıl bir katkı gücüne sahip olduğunun ortaya konulması zorunludur. Bu konuyu ele almamızın temel nedeni, bu düşünceye dayanmaktadır. Konuyla ilgili yapısal sorunlara, kuramsal ve alansal yaklaşımlarda bulunmadan önce, konunun içeriğinin ve içinde bulunduğumuz birtakım zorunlulukların açıklanması gereklidir; konunun kendi içinde çeşitli boyutlarda değişiklikler göstereceği ve bu farklılaşmalar çerçevesinde birtakım çelişkilerin ortaya çıkacağı düşüncesiyle, alansal ve kuramsal karşıtlıkların (zıtlıkların) günyüzüne çıkaracağı sorunların belirlenmesi gereğini duymaktayız.Keywords :