- Turkophone
- Vol: 2 Issue: 2 - Vol: 2 Issue: 2
- ÖYKÜLERDE TÜRKÇE ANADİLİNİN İKİNCİ DİL OLARAK FRANSIZCAYA ETKİSİ
ÖYKÜLERDE TÜRKÇE ANADİLİNİN İKİNCİ DİL OLARAK FRANSIZCAYA ETKİSİ
Authors : Mehmet Ali Akinci, Harriet Jisa, Sophie Kern
Pages : 0-0
View : 10 | Download : 0
Publication Date : 2016-06-04
Article Type : Other
Abstract :Yabancı dil müfredat geliĢtirme sürecinde baĢarıya ulaĢabilmenin yolu, öğretmenleri sürecin her aĢamasına dahil etmekten geçmektedir. Kuramı uygulamaya aktaran, uygulamadan yeni kuramların ortaya çıkmasını sağlayan kurama da uygulamaya da hâkim olan öğretmenlerdir. En yeni yaklaĢımların ıĢığında yabancı dil müfredat geliĢtirme sürecinde yer alan basamaklar, gereksinim çözümlemesi, durum analizi, öğrenme çıktılarının planlanması, dersin planlanması, ders malzemelerinin seçilmesi ve hazırlanması, öğretimi etkili kılabilmek için gerekli unsurların gerçekleĢtirilmesi ve değerlendirme birbirleri ile etkileĢim içinde ve süreç boyunca güncellenen, değerlendirilen basamaklardır (Richards, 2001). Bu basamakların her birinde öğretmenler etkin olarak yer almalılardır ki müfredat hedeflenen çerçevede oluĢturulabilsin, ortaya çıkan müfredat sağlıklı bir Ģekilde uygulamaya konulabilsin. BaĢarıya ulaĢamayan müfredatların en önemli sorunlarından biri öğretmeni gerek karar verme aĢamasında, gerek oluĢturma ve planlama aĢamasında yeterince dahil etmemekten ve uygulanacak müfredata hakim olmasını sağlamak için gerekli eğitimleri sunmamaktan kaynaklanmaktadır (Segovia & Hardison, 2009). Öğretmenin katılımının ne denli önemli olduğunu aĢağıda açıklanan nedenlerle temellendirebiliriz: Günümüzün eğitim sisteminde organik yapıya sahip kurumlar tercih edilmektedir; çünkü organik yapı ortak karar verme mekanizmasına olanak sağlar. Öğretmenler kuramı sınıfa -uygulamaya- taĢıyan kiĢiler oldukları için, uygulamanın sağlıklı olabilmesi için öğretmenlerin müfredata dair alınan kararlarda etkin rol almaları gerekmektedir. Öğretmenler, kurumun hem yapısını hem de fiziksel koĢullarını bilen ve tecrübe etmiĢ kiĢiler oldukları için müfredata dair planlanan değiĢiklik ve yeniliğin ne ölçüde gerçekleĢtirilebilir olduğunu öngörebilirler. Buna paralel olarak, müfredatı uygulamada baĢarılı olabilmek için kurumda yapılması gerekli ön hazırlıkların neler olduğunu tespit edebilir ve gerekli koĢulların sağlanmasında rol alabilirler. Sınıftaki uygulamalardan alınan geribildirim sayesinde müfredat geliĢtirme alanına katkı sağlanabilir; böylece ilgili alanda kuramın geliĢmesine katkıda bulunulmuĢ olur. Öğretmenler hem öncesinde kuramı bilen ve uygulamaya aktaran hem de uygulamadan edinilen geribildirimleri kuramı mükemmelleĢtirmede kullanabilecek kiĢilerdir. Müfredat sürecinin sağlıklı bir Ģekilde sürdürülebilmesi öğretmenlerin farkındalık düzeylerinin arttırılması ve etkin katılımlarının sağlanması yönünde önemli adımlar atılmasına bağlıdır. Özellikle yeni müfredat modelleri, geleneksel sonuç odaklı müfredat modellerinin gerektirdiğinden daha çok öğretmenin katılımını gerektirmektedir. Süreç-odaklı müfredat, öğretmenlerin süreç içinde etkin olarak rol almasını gerektirmektedir ki uygulamada herhangi bir değiĢiklik yapılması gerektiğinde gereken yapılabilsin. 21. Yüzyılda küreselleĢmenin yaygınlaĢmasına paralel olarak, "iĢbirlikli öğrenmenin” getirileri vurgulanmaya ve eğitimin birçok alanında katkıları ön plana çıkarılmaya baĢlanmıĢtır. Müfredatın tüm aĢamalarında öğretmenler "iĢbirliği” içinde çalıĢarak ve bu sayede birbirlerinden de öğrenerek mesleki geliĢimlerine de katkıda bulunurlar. Müfredat geliĢtirme hedef alınarak yapılan takım çalıĢmaları sayesinde, öğretmenler bir yandan eleĢtirel düĢünce yetilerinin geliĢmesine katkıda bulunurken diğer yandan genel olarak mesleki geliĢimlerine yönelik düzenli çalıĢmalar yapmaya baĢlayarak aslında akademisyen kimliklerini de ortaya koymaktadırlar. Burada vurgulanması gereken diğer bir nokta da öğretmenlerin, öğretmen yetiĢtiren akademisyen grupla da birlikte çalıĢmalarının gerekliliğidir; bu sayede öğretmenler yeni müfredatın uygulamasında karĢılaĢabilecekleri herhangi bir problemi öngörebilir ve büyük olasılıkla bunun çözümüne yönelik hazırlıklı olurlar. Avrupa Birliği tarafından yükseköğretimde kaliteyi arttırmaya yönelik düzenlenen komisyonların odak noktalarından biri de bir program oluĢtururken tüm paydaĢların süreçte etkin olarak rol almasının gerekliliğidir (Leuven Communique, 2009). Öğretmenler gerek alan bilgileri gerekse tecrübeleri ile bu sürece katkıda bulunması bir anlamda zorunlu olan paydaĢ grubu içerisinde yer almaktadırlar. Bu sebeplerle öğretmenler, yabancı dil müfredat geliĢtirme sürecinde olması gereken en güçlü paydaĢlardan biridir. Teori ve uygulamayı birbirine bağlayan, köprü görevi gören kiĢiler olmaları nedeniyle müfredatın planlama aĢamasından baĢlayarak her aĢamasında mutlaka yer almalıdırlar. Kurumlara düĢen görev, öğretmenlere gerekli hizmet-içi eğitimleri sunmak, geliĢtirilen ve uygulanan müfredata dair farkındalığı arttırmak adına gerekli ortamı oluĢturarak düzenli olarak değerlendirme yapılabilmesine olanak sağlamaktır.Keywords :