Nutrition in Neurodevelopmental Disorders
Authors : Gökçe Ünal, Aliye Özenoğlu
Pages : 0-0
View : 8 | Download : 4
Publication Date : 2016-10-27
Article Type : Other
Abstract :Bu çalışmada farklı nörogelişimsel bozuklukları (NB) olan çocuklarda görülen beslenme sorunları ve bu çocuklarda sağlığa yararlı olabilecek farklı diyet müdahaleleri üzerine yapılan çalışmaların derlenmesi amaçlanmıştır. Nörogelişimsel bozukluğu olan çocukların beslenme durumu ve müdahaleleri üzerine yapılan çalışmalar PUBMED veritabanı üzerinden ‘gelişimsel bozukluklar’, ‘otizm’, ‘dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu’ ve ‘beslenme durumu’ anahtar kelimeleri kullanılarak derlenmiştir. Bu derleme sonucunda, entelektüel yetersizlikleri olan çocukların daha az aktif ve obezite prevalansının daha yüksek olduğu bulunmuştur. Beslenme güçlüğü ve yeme bozukluğu varlığında malnütrisyon olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır. Otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan ve olmayan çocukların beslenmesi ve besin alımı arasındaki farklılıklar belirsizdir. OSB’li çocukların süt ürünleri tüketiminin daha az olduğu; kalsiyum ve D vitamini alımının düşük olduğu belirlenmiştir ve bu bulgu, kemik sağlığı için endişelenilmesi gereken bir durumdur. Glutensiz-kazeinsiz diyet, OSB’li çocuklarda görülen çölyak gibi besin alerjilerden kaçınmak için önerilmektedir. Ancak, kesin delil bulununcaya kadar kısıtlayıcı diyetler sadece bir besin alerjisi veya intoleransı tespit edilmesi durumunda uygulanmalıdır. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) olan çocuklarda gözlenen yağ asidi profilindeki bozulmanın yol açtığı davranış sorunlarının omega-3 tedavisi ile belirli düzeyde iyileşme sağladığı belirlenmiştir. Dokosaheksaenoik asit (DHA) desteği, dislekside karanlığa adaptasyon için ve disprakside hareket becerilerinin gelişimine yardımcı olabilir. Motor engelli çocuklar, düşük kemik kütlesi ve kırıklar için risk altındadır. Kötü beslenme durumu, motor bozukluklar için ek bir risk faktörü olabilir. Pek çok çalışmada beslenme müdahalelerinin yararları gösterilmiş olmasına rağmen, bu veriler rutin olarak her hastaya beslenme tedavisi uygulamak için yeterli değildir. Gereksiz diyet kısıtlamaları veya takviyelerini önlemek için, geçerliliği doğrulanmış çalışmalara ihtiyaç vardır.Keywords :