- RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi
- Issue: 22
- Sudûr nazariyesinin gelişimi ve Abdülhak Hâmid Tarhan’ın şiirle Sudûr nazariyesine kazandırdığı yeni...
Sudûr nazariyesinin gelişimi ve Abdülhak Hâmid Tarhan’ın şiirle Sudûr nazariyesine kazandırdığı yeni bir boyut
Authors : Ömer Faruk KARATAŞ
Pages : 423-436
Doi:10.29000/rumelide.886148
View : 14 | Download : 2
Publication Date : 2021-03-21
Article Type : Research
Abstract :Bütün unsurlarıyla evrenin nasıl meydana geldiğinin merak edilmesi ve bu merakla çeşitli teoriler üretilmesi, insanlık tarihiyle yaşıt mevzulardandır. Yaratılış teorileri arasındaki yerini Helenistik dönemde alan Sudûr nazariyesi, Yeni Platoncu akımın kurucusu Plotinos’un geliştirdiği bir teoridir. Plotinos’a göre evren, varlığa kaynaklık eden Tanrı’dan Nous (Zekâ)’un taşması ve aşağıya doğru gitgide somutlaşarak çeşitli katmanlar meydana getirmesiyle meydana gelir. Plotinus tarafından ortaya atılan bu teori, Orta Çağ İslam filozofları tarafından benimsenir ve Sudûr nazariyesi İslam felsefesine taşınır. Bu aşamada bazı değişikliklere uğratılmasına rağmen Sudûr nazariyesi, Fârâbî ve İbn Sînâ’nın düşünce sistemlerinde Plotinos’un ileri sürdüğü gibi, Tanrı’dan Akıl’ın taşması boyutuyla kendini gösterir. Ancak Sühreverdî, kendi kozmogonik düşüncelerini oluştururken yararlandığı Sudûr nazariyesinde, Tanrı’dan taşan unsurun Akıl değil, Nûr olduğunu ileri sürerek, teoriye yeni bir boyut kazandırır. Tanrı’dan taşan Nûr düşüncesi, bilhassa Vahdet-i Vücûd öğretisiyle tasavvuf tarihine damgasını vurmuş İbn Arabî’nin düşüncelerine tesir eder. Tasavvuf sistemi üzerinden Divan şiirine de yansıyan Sudûr nazariyesi, klasik şiirin vazgeçilmez yaratılış teorisi olarak, asırlar boyunca Türk şiirinde varlığını sürdürür. Böylelikle Tanzimat’la birlikte yönünü Batı’ya çevirip yeni bir kimliğe bürünen Türk şiirinde de geleneksel bir yaklaşım olarak kendine yer edinmeyi başarır. Hatta Tanzimat şairlerinden Abdülhak Hâmid Tarhan, Sudûr nazariyesini şiirlerine taşırken, Tanrı’dan taşan unsurun Akıl veya Nûr değil, Zaman olduğunu iddia ederek, nazariyeyi bambaşka bir boyuta taşır.Keywords : Abdülhak Hâmid Tarhan, , Batı felsefesi, , İslam felsefesi, , Sudûr nazariyesi, , Tasavvuf