- Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 12 Issue: 12-13
- Kutsal Kitab Olarak Kur’an: Çağdaş Bir Hıristiyan Değerlenirmesi (Wilfred Cantwell Smith Örneği...
Kutsal Kitab Olarak Kur’an: Çağdaş Bir Hıristiyan Değerlenirmesi (Wilfred Cantwell Smith Örneği
Authors : Mahmut Aydin
Pages : 213-233
Doi:10.17120/omuifd.82065
View : 16 | Download : 14
Publication Date : 2001-04-01
Article Type : Other
Abstract :Müslümanların inancını ve dini tecrübesinin merkezi olan Kur’an, son dönemlere kadar Hıristiyanlar tarafından Allah’ın Hz. Muhammed’e bir vahyi olarak değil de onun kendi yaşamının olaylarının bir ürünü olarak telakki edilmiştir. Ancak özellikle 20.yüzyılın ikinci yarısından sonra bu olumsuz ve önyargılı anlayış yerini daha olumlu ve akademik bir anlayışa bırakmaya başlamıştır. Bu değişimin iki temel nedeni vardır: (1) İslam diniyle ve dolayısıyla da onun en önemli unsuru olan Kur’an ile ilgili artarak yapılan ilmi ve kapsamlı çalışmalar. (2) 1960’lardan itibaren başta Avrupa ve Amerika olmak üzere Hıristiyanların yoğun olduğu bölgelerde giderek artan Müslüman nüfus. Bu gelişmelere ilaveten günümüzde mukayeseli dinler tarihi alanında yapılan çalışmalarda çeşitli dinsel geleneklerin kurtsal kitapları "bir kutsal kitap onu ilahi olarak kabul edip saygıyla muhafaza eden ve onu kendi dini inanç ve uygulamaları için bağlayıcı olarak görenler için kutsaldır” ilkesi ışığı altında ele alınmaya başlanmıştır. İşte biz bu çalışmamızda bu ilkeyi kendisine düstur edinerek Kur’an’ı anlamaya çalışan Kanadalı Dinler Tarihçi W. Cantwell Smith’in Kur’an’ın statüsü konusundaki görüşlerini incelemeye çalıştık. Smith, kendi döneminde kadar Kur’an’la ilgili yapılan batılı çalışmaları eksik ve önyargılı çalışmalar olarak nitelendirerek reddeder. Çünkü ona göre batılı Kur’an araştırmacılarının Kur’an hakkında söylediği hiçbir ifade, Müslümanlar tarafından doğru olarak kabul edilmedikçe doğru değildir. Bu ilke doğrultusunda Kur’an vahyinin sta-tünü değerlendiren Smith, modern bilimsel metotları Kur’an’a uygulayarak onun otantikliğini araştırmakla ilgilenmez. Bunun yerine o, fenomenolojik bakış açısını esas alarak Kur’an’ın ortaya çıkışından itibaren Müslümanların yaşamlarına olan etkisini ve İslam medeniyetinin oluşmasına yaptığı büyük etkiyi dikkate alarak Kur’an’ın Müslümanlar için Tanrının Kelamı olduğu sonucuna varır. Bu sonuçtan hareket eden Smith, genelde tüm Müslüman olmayan araştırmacıları özelde de Hıristiyanları fenomenolojik yaklaşımın ışığı altında Kur’an’ı araştırmaya teşvik eder. Bunu yaparak çeşitli bilimsel metotların Kur’an’a uygulanarak onun Tanrının sözü olup olmadığını araştırmanın Hıristiyan-Müslüman diyaloguna yardımcı olamayacağını ima eder. Çünkü ona göre bu tarz yaklaşımlar Hıristiyanları, Kur’an’ı bir kutsal kitap olarak değil de sıradan bir kitap olarak algılamaya sevk eder ve dolayısıyla da onun değerini düşürür. Bunun için Smith’e göre sadece Kur’an’ın Müslümanlar üzerindeki etkisini gözlemlemeye dayanan fenomenolojik yaklaşım, Hıristiyanların Kur’an’ın anlam ve fonksiyonunu Müslümanlar gibi anlamalarına yardımcı olur. Çünkü Müslüman alim Hasan Askari’nin de altını çizdiği gibi diğer yaklaşımların aksine "fenomenolojik yaklaşım sosyal, ekonomik ve psikolojik paradigmalara dönüştürülemeyen veya indirgenemeyen son derece dini bir fenomenin varlığı kanaati ile işe başlar”. Literal metot ve tarihi tenkit metodu gibi metotlarla fenomenolojik metot arasındaki en önemli fark onun yukarıda da belirttiğimiz gibi dini fenomeni olduğu gibi kabul ederek işe başlarken diğerlerinin, dini fenomenin değerini ve kutsallığını azaltarak insanların gözünde onun hakkında şüphe uyandırmaya ve hatta sonunda onu reddetmeye yol açmalarıdır. Sonuç olarak Smith’in Kur’an’ın metninin lafzının öneminden ziyade onun taraftarlarının kalplerindeki anlamı üzerinde vurgu yapması hem Müslümanları hem de Hıristiyanları Kur’an’ın değerini daha olumlu olarak anlamaya götürür. Çünkü, dini çoğulculuğun hakim olduğu günümüz dünyasında, şayet biz birbirimizin kutsal kitaplarının, Kur’an ve Kitab-ı Mukaddes’in metinlerinden ziyade taşıdıkları mesajı dikkate alırsak, o zaman biz bu kutsal kitapları kendi şartlarımızın ışığı altında daha olumlu olarak inceleyebilir ve tabiilerinin hayatları üzerine olan katkılarını daha iyi gözlemleyebilirizKeywords :