- Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 16 Issue: 16
- Sanal ve Gerçek Üzerine Düşünceler
Sanal ve Gerçek Üzerine Düşünceler
Authors : Mehmet Dağ
Pages : 25-41
Doi:10.17120/omuifd.22387
View : 17 | Download : 8
Publication Date : 2004-08-01
Article Type : Other
Abstract :Sanal ve gerçeğe iliştirdiğimiz anlamlar kendimizi ve çevremizdeki evreni al-gılama olanaklarımız ve yeteneklerimizin sürekli artmasıyla değişiklik gösterir. Bu olanaklar ve yetenekler ne denli çok ve zengin olursa, kendimizi ve çevre-mizdeki evreni daha iyi algılarız. İşte bu süreç, başka ögelerin yanısıra dinin de yer aldığı kültürde meydana gelen az ya da çok köklü değişimi gerçekleştirir. Aydınlanma Çağı bu köklü değişimin en çarpıcı örneğidir. Ortaçağın insanları ve eski ya da yeni Müslüman düşünürler çevremizdeki evreni geçici ve sanal bir evren olarak görürler ve bizim bu evrenden gerçek evren olduğunu iddia ettikleri öteki dünyaya işaret eden yalnızca sanılar elde edebileceğimizi, gerçeğin öteki dünyada saltık kavramlar olarak bulunduğunu düşünürler. Batıda Aydınlanma Çağından sonra ve Türkiye’de Atatürk ve arkadaşlarının başlattığı kültür devrimiyle birlikte, anılan bu dünya görüşü bir Kopernik Devrimi yaşadı; bir başka deyişle, gerçek ve gerçek olmayan ya da saltık anlamda sanal yer de-ğiştirdi. Eğer biz bugün yeni bir Tanrıbilim (Kelam) oluşturacaksak, bu devrimsel de-ğişimi dikkate almamız ve Tanrı’yı olanaklarımızın ve yeteneklerimizin ger-çekleşmesine ve artmasına bağlı olarak algılayışımıza açık, hiç duraksamayan bu dünyalık süreçler olarak görmemiz ve sürekli gerçekleşen ve artan olanak ve yeteneklerimizin bu süreçlerin yalnızca parçalı görüntülerini bize sunabileceğini kabul etmemiz gerekmektedir. Peygamberler ve bütün devrimci kişilikler kendi paylarına bu parçalı görüntüleri yakalamada rol alan kimselerdir. Bu görüntüler zaman içinde bilgi birikimi, beşeri olanak ve yeteneklerin artmasıyla, zaman zaman köklü bir biçimde olmak üzere, değişikliğe uğrar ve düzeltilirKeywords :