- Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 61 Issue: 61
- أصول فقه الإباضية معالم ومصادر [İbazıyye’nin Fıkıh Usûlü: Özellikler ve Kaynaklar]...
أصول فقه الإباضية معالم ومصادر [İbazıyye’nin Fıkıh Usûlü: Özellikler ve Kaynaklar]
Authors : Ertuğrul Boynukalin
Pages : 55-92
Doi:10.15370/maruifd.1035969
View : 16 | Download : 11
Publication Date : 2021-12-16
Article Type : Research
Abstract :Müslümanların dinî bilgi ve hükümleri hangi kaynaklardan ve nasıl elde edeceklerini konu edinen fıkıh usulü ilmine dair esas ve kurallar ilk dönemden itibaren tartışma konusu olmuştur. Belirli esaslar üzerinde ittifak edilmekle birlikte birçok meselede âlimler ve mezhepler arasında farklı görüşler ortaya çıkmıştır. İslâm âleminin büyük çoğunluğunu oluşturan Sünni mezhepler arasında fıkıh usulü kuralları üzerinde daha geniş bir ittifak sağlanmıştır. Ehl-i sünnet dışında kalan İbâzıyye gibi mezheplerin fıkıh usulüne dair görüşleri kimi konularda onlara yaklaşmış, kimilerinde ise değişiklik arz etmiştir. Diğer bir önemli husus ise bu mezheplerin Sünni anlayışa yaklaşımının zaman içinde değişim ve gelişim geçirmesidir. Bu makalede ülkemizde haklarında fazla bilgi bulunmayan, ama Umman gibi bazı İslâm ülkelerinde çoğunluğu oluşturan İbâzıyye’nin fıkıh usulüne dair temel kaynakları ve önemli görüşleri ana hatlarıyla ve kronolojik olarak sunulacaktır. Ayrıca bu kaynak ve görüşlerin, tarih içinde İbâzîlerin geçirdiği sosyal, siyasi ve ilmî değişim ve gelişim sonucunda, Sünni anlayışa bariz bir şekilde yaklaştığı tespit edilecektir. İbâzıyye ortaya çıktığı ilk dönemlerde birçok açıdan Ehl-i sünnet geleneğinden farklılaşmasına rağmen mücadeleci bir tavrı benimsememiştir. İbazıyye’nin bu tavrı onların kendilerini muhafaza etmesini sağladığı gibi Ehl-i sünnet geleneğini temsil eden ulemadan ilmî olarak etkilenmesinin yolunu açmıştır. Ayrıca bir süre sonra karşılaştıkları problemleri çözmek için arayışa girmeleri farklı geleneklerin usul-i fıkıhta ortaya koyduğu prensiplerden istifade etmeye karşı olan tutumlarının yumuşamasını sağlamıştır. Ortaya çıktığı ilk dönemlerde usul-i fıkıh alanında katı sayılabilecek bir tutum sergileyen İbâzîler sonraki dönemlerde Sünni usul-i fıkıh anlayışından etkilenmeye ve bu anlayışın birçok prensibini benimsemeye başlamışlardır. Delillerin tasnifinde ve hiyerarşisinde Ehl-i sünnet ile benzeşen İbâzîler bu delillerin ayrıntılarına dair meselelerde de onlarla ortak görüşlere sahiplerdir. İbâzîler, ayetlerde tevile cevaz vermişlerdir. Elfaz bahislerinde de özellikle lafzın anlama delaletinin açıklığı ve kapalılığı hakkındaki tasnif ve tanımları Sünni gelenekle örtüşmektedir. İbâzıyye’nin sünnete dair görüşlerinin Hanefî mezhebine benzerliği dikkat çekicidir. Sünnetin senedi açısında yapılan taksiminde Hanefîleri diğer mezheplerde ayıran mütevatir, müstefîz/meşhur ve âhâd şeklindeki ayrım ve bunların tanımları İbâzıyye tarafından da benimsenmiştir. Mesela İbâzîler de meşhur haberin ilmü’t-tuma’nine ifade ettiğini söylemiş ve âhâd haberin kabulü için râvinin bu haberin aksine amel etmemesini şart koşmuşlardır. Ayrıca mürsel hadisleri delil sayan İbâzîler, İbâzî hadis âlimi Rebî‘ b. Habîb’in (ö. 180/796 [?]) eserini Kur’an’dan sonraki en sahih kitap saymakla beraber temel Sünni hadis eserlerinden istifade etmekte bir beis görmemektedirler. İcmaın delil değeri konusunda Ehl-i sünnet ile aynı görüşte olan İbâzîler icmaın oluşumunu kendi mezhepleriyle sınırlı görmezler. Bununla beraber icmaı katʽî ve zannî olmak üzere ikiye ayırmışlardır. Kendileriyle beraber Ehl-i sünnet mezheplerinin de ittifak ettiği konularda katʽî icma; sadece İbâzîlerin ittifak ettiği konularda ise zannî icmaın olduğunu ifade etmektedirler. İbâzîler, Sünni âlimlerinin çoğunluğu gibi icmaın oluşması için icmaa katılan bütün müçtehitlerin ölmesini (inkırâzu’l-asr) şart koşmazlar. Bir meseledeki ihtilafın dışına çıkarak üçüncü bir görüş beyan etmeyi mümkün gören İbâzîler, bu hususta da Hanefîlerle aynı görüşü paylaşırken Ehl-i sünnet’in cumhuruna muhalefet etmektedirler. Kıyası delil kabul etmede İbâzîler değişik dönemlerde farklı görüşlere sahiplerdir. İlk dönem İbâzîler kıyasa karşı mesafeli bir tavır takınmış ve daha ziyade Ehl-i hadîs’e benzer bir yaklaşım sergilemişken sonraki dönemlerde kıyasa karşı tutum değişmiştir. Hatta kıyasın sadece muamelata dair konularda değil aynı zamanda ibadetlerde ve hadlerde de geçerli olduğunu savunmuşlardır. İbâzîlerin ferʽî deliller olarak ifade edilen delillerle ilgili görüşlerinde de Sünni ulema ile benzerlikleri dikkat çeker. Fakat bu deliller arasında sayılan sahâbî kavli hakkındaki görüşlerinde onların inanç esaslarının izlerini görülebilir. Zira onlar sahâbî kavlini -icma vuku bulmadığı sürece- delil kabul etmezler ve bu görüşlerini sahâbenin masum olmamasıyla temellendirirler. Sadece Câbir b. Zeyd (ö. 93/711-2) gibi İbâzî âlimlerin naklettikleri sahâbî görüşlerinin diğerlerine göre daha öncelikli kabul ederler.Keywords : İbâzıyye, İbâzî Mezhebi, fıkıh usulü, usul tarihi, fıkıh tarihi, mezhep