- Akdeniz Tıp Dergisi
- Vol: 5 Issue: 3
- Meme Kanserinin Erken Tanısında Klinik Bulgular mı? Mamografi mi?
Meme Kanserinin Erken Tanısında Klinik Bulgular mı? Mamografi mi?
Authors : Mustafa Karaca, Irem Bilgetekin, Esin Avşar, Banu Öztürk
Pages : 510-515
View : 34 | Download : 18
Publication Date : 2019-01-01
Article Type : Research
Abstract :Amaç: Mamografi ile tanı konulan veya semptomatik olarak doktora başvuran opere olmuş meme kanserli hastaların klinikopatolojik özeliklerinin karşılaştırılması ve hastalıksız sağkalım sürelerinin değerlendirilmesi planlandı. Gereç ve Yöntemler: 17.05.2000-19.06.2016 tarihleri arasında meme kanseri tanısı konulan, çok merkezli, 1004 opere meme kanseri hastasının verileri, dosya ve elektronik kayıt sistemlerinden retrospektif olarak analiz edildi. Verileri sağkalım analizi için uygun takip ve tedavi bilgilerine sahip 828 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların tanısının mamografik tarama ya da semptomatik başvurmaya göre konulması, yaş, tanı anındaki kilosu, menapoz durumu, operasyon şekli, hormon reseptör durumu, HER2 reseptör durumu, patolojik evresi, grade, histolojik alt grup, lenfovasküler invaziyon, perinöral invaziyon durumu, adjuvan kemoterapi durumu, adjuvan herceptin alması durumu, adjuvan hormonal tedavi durumu, adjuvan radyoterapi durumu belirlendi. Hastaların nüks tarihi, yeri ve nüks olmayanların son vizit tarihleri belirlendi. Mamografi ile tanı konulan ve semptomatik olarak başvuran hastaların histopatolojik özellikleri karşılaştırıldı.Bulgular: Mamografik tarama ile 324 %39 hastaya meme kanseri tanısı konulmuştur. Mamografi ile tanı konulan ve semptomatik başvuran hastaların histopatolojik özellikleri karşılaştırıldığında; mamografi grubunda postmenopozal hasta yüzdesi %60,4 vs. %52; p=0,011 , grade 3 hasta sayısı %24,2 vs. %32,9; p=0,005 , pT1 oranı %48,5 vs. %26; p=0,0001 , aksiller lenf nodu pozitifliği %30 vs %53,7; p=0,0001 , LVİ lenfovasküler invazyon %13,7 vs %31,6; p=0,0001 , PNİ perinöral invazyon %7,2 vs. %18,1; p=0,0001 olarak saptandı. Ayrıca mamografi grubu ve diğer grup karşılaştırıldığında, adjuvan KT %67 vs. %85; p=0,0001 , hormonal tedavi %87,3 vs. %82; p=0,001 olarak saptandı. İki grup arasında nüks oranları yönünden fark saptanmadı %12 vs %12,6; p=0,4 . Medyan takip süresi 48 ay , medyan DFS hastalıksız sağkalım 37 ay olarak saptandı. DFS için yapılan ünivariate analizde prognostik parametreler de değerlendirildi. Patolojik evre p=0,002 , grade p=0,002 , PNİ p=0,027 , LVİ p=0,0001 , hormon reseptör durumu p=0,001 , triple negatif p=0,016 , luminal A hasta grubu p=0,048 ’nun DFS üzerine istatistiksel olarak anlamlı etkisi saptandı. Mamografik tarama ile tanı ve diğer parametrelerin DFS üzerine anlamlı etkisi saptanmadı p>0,05 Sonuç: Mamografik tarama grubundaki hastalar, daha erken evre, aksilla negatif oranı yüksek, postmenopozal durumda, düşük grade, daha az LVİ, PNİ oranına sahip, ayrıca yüksek oranda hormon reseptörü pozitifliğine sahip olarak saptandı. Ayrıca mamografi ile tanı konulan hastalar daha az kemoterapi ve daha çok hormonal tedavi almış olduğu görüldü. Mamografik tarama grubu, semptomla başvuran hasta grubuna göre iyi prognostik parametrelere sahip olmasına rağmen nüks oranları semptomatik grup ile benzerdi. Sağkalım analizinde bu grup hastaların nüks oranı semptomatik başvuran hastalarla benzer bulunmuşturKeywords : Meme kanseri, Erken tanı, Mamografi, Klinik bulgular