- Kocatepe İslami İlimler Dergisi
- Vol: 5 Issue: 2
- Fal, Kur’ân Falı ve Müfessirlerin Konuya Yaklaşımları
Fal, Kur’ân Falı ve Müfessirlerin Konuya Yaklaşımları
Authors : Mehmet Selim Ayday
Pages : 576-596
Doi:10.52637/kiid.1176495
View : 16 | Download : 16
Publication Date : 2022-12-15
Article Type : Research
Abstract :Tarih boyunca insanoğlu geleceğini hep merak etmiştir. Bu nedenle gelecekte olabilecek hadiseleri öğrenme arzusunu taşımış ve bunun için çeşitli metotlara başvurarak bazı teknikler geliştirmiştir. Söz konusu teknikler zaman ve mekâna göre değişiklik arz etse de amaç hep aynı olmuştur. Yapılan çalışmalar, bu tür tekniklerin insanlık tarihi ile eş zamanlı olarak ortaya çıkıp geliştiğini tespit etmiştir. Geçmişi bin yıllar öncesine götürülen fal da geleceği öğrenme arzusu sonucunda ortaya çıkmış bir uygulamadır. Bu uygulama ile insanoğlu hem günlük işlerini düzenlemek hem de geleceğine yön vermek amacını gütmüştür. Fal ile ilgili en eski örnekler Mezopotamya’da görülmüştür. Bununla birlikte Yunan, Mısır ve Çin’de de falcılığın izine rastlanmıştır. Fal uygulamasının çeşitleri çok olsa da Kur’ân’da oklarla yapılan, gelecekte yapılmak istenen herhangi bir işin yönlendirilmesi amacını güden ve "ezlâm” olarak isimlendirilen çeşidi yasaklanmıştır. Kur’ân’da fal kelimesi doğrudan geçmemekle birlikte fal okları olarak tercüme edilen "ezlâm” bir çeşit fal olarak düşünüldüğünden, buna benzer tüm uygulamalar da bu kapsamda değerlendirilmiştir. Geleceği merak sâiki hemen hemen her toplumda görülmüştür. İslâm’a giren farklı milletler, önceki inançlarının tamamını bir çırpıda terk edememiş ve geleceği okuma biçimleri yeni formlarla günümüze kadar gelmiştir. Bu yeni formlar yer ve zamana bağlı olarak farklılık arz etse de toplumların kültürel alışverişleri sonucunda birbirinden etkilenerek şekillendikleri görülmüştür. Kahve falı, çiçek falı, kum falı, karaciğer falı, kitap falı vb. fal çeşitleri örnek verilebilir. Toplumda çokça rağbet gören bazı kitaplara farklı anlamlar yüklenip onlarla da fal açılmıştır. Bu uygulama "kitap falı” veya "tefeülde bulunmak” şeklinde isimlendirilmiş, zamanla Kur’ân ile de tefeülde bulunulmuştur. Kitap falının en meşhur ve en yaygın olanı Kur’ân falıdır. Bu konuya dair kütüphanelerde kayıtlı pek çok risâle mevcuttur. Falnâme ve Tefeülnâme olarak isimlendirilen bu eserler genellikle edebiyat alanındaki araştırmalara konu edilmiştir. Fal okları ile kısmet aramak Mâide sûresi 3. ve 90. âyetlerde konu edinilmiş olmasına rağmen Kur’ân ile tefeülde bulunma tefsir literatürünün genişliğine nispetle az sayıda tefsirde ele alınmıştır. Bu çalışmada müfessirlerin konuyla ilgili lehte ve aleyhte serdettikleri görüşler tetkik edilmiştir. Hicrî 6. asra kadar tefsirlerde bu konuya dair herhangi bir değerlendirmenin bulunmadığı görülmüştür. Daha sonraki dönemlerde ise konuyu ele alan müfessirlerin bir kısmı Kur’ân ile tefeülde bulunmaya tamamen karşı çıkarken diğer bir kısmı ise konuya ihtiyatla yaklaşmıştır. Kur’ân ile tefeülde bulunmayı, gayba muttali olma çabası ile ilişkilendiren müfessirler, Kur’ân’ın böyle bir amaca alet edilemeyeceğini düşünmüştür. Konunun gayba muttali olma çabası ile doğrudan bir ilişkisinin bulunmadığını düşünen müfessirler ise Kur’ân ile tefeülü, hayırlı işin hangisi olduğunu Allah’ın kitabından öğrenme çabası şeklinde değerlendirmiş ve tefeüle karşı çıkmamışlardır. Bu müfessirlere göre fal okları ile kısmet aramanın haram kılınması, putlara bir paye verilmesinden kaynaklanmaktadır. Çağdaş bazı müfessirler ise İslâm’ın akla verdiği değerden hareketle vehim ve zanla hareket etmenin asla doğru olmadığını söylemiş ve bu tür bir uygulamayı kesinlikle kabul etmemiştir. Konu tetkik edilirken fal ve falnâmeler ile ilgili kısaca bilgi verilmiş, daha sonra Kur’ân falı veya Kur’ân ile tefeülde bulunma konusunda müfessirlerin yaklaşımları incelenmiştir. İran’da basılan bazı mushafların sonunda fal cetvelleri yer aldığından klasik ve çağdaş dönemdeki bazı Şiî tefsirler de taranmıştır. Müfessirlerin konuya yaklaşımları ele alınırken tefsirler kronolojiye dikkat edilerek incelenmiş, bu okuma ile konunun müfessirlerin gündemine ne zaman dahil olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır.Keywords : Tefsir, Fal, Falnâme, Tefeül, Kur’ân Falı