Nîşâbur Muhaddislerinin Hadis İlmine Katkıları
Authors : Faik Akcaoğlu
Pages : 362-387
Doi:10.52637/kiid.995223
View : 27 | Download : 11
Publication Date : 2021-12-30
Article Type : Research
Abstract :Merv, Herât ve Belh ile birlikte Horasan’ın dört büyük şehrinden biri olan Nîşâbur, İslâm’ın geldiği sıralarda küçük bir kasaba iken sonrasında yaşadığı gelişme ortamı ile birlikte Horasan’ın en meşhur ve en güzel şehri kabul edilir olmuştur. Hz. Peygamber’in vefatından yirmi yıl gibi kısa bir zaman sonra Hz. Osman’ın emriyle sefere çıkan Abdullah b. ‘Âmir komutasındaki Müslümanlar tarafından fethedilen Nîşâbur bu dönemden itibaren bir İslâm yurdu hâline gelmiştir. Bölgede nispeten Emevîler devrinde siyasi istikrar sağlanmışsa da Emevîlerin yıkılışı ve Horasan bölgesinin Abbâsîlerin eline geçmesinden sonra istikrar bir türlü sağlanamamıştır. Bölgede Emevîler’den sonra 4. asrın başlarına kadar önce Abbâsîler, ardından Tâhirîler, Saffârîler ve Sâmânîler hüküm sürmüşlerdir. Nîşâbur’da ilk hadis çalışmaları fetihler için gelen ve buraya yerleşen sahâbîler tarafından başlatılmıştır. Bu çalışmalar daha çok hadis rivâyeti şeklinde gerçekleşmiş olup Nîşâbur’un fethinden sonraki ilk asır boyunca burada hadis faaliyetlerinin yoğun olmadığı görülür. İkinci asrın ortalarından sonra ise bölgede büyük muhaddisler yetişmeye, hadis ilmi açısından önemli eserler yazılmaya başlanmıştır. Nîşâbur’da asıl gelişme ise üçüncü asrın başlarında Tâhiroğulları’nın kuruluşu ile başlamıştır. Tâhiroğulları’nın Nîşâbur’u başkent yapması ile gözler bölge üzerine çevrilmiş, onların ilme ve ilim adamlarına verdikleri destek ile de hadis çalışmalarında büyük bir ilerleme kaydedilmiştir. Onların bu desteği ile bölgede büyük muhaddisler yetişmiş, önemli eserler kaleme alınmış, hadis usûlü ile ilgili bazı konularda önemli fikirler ileri sürülmüştür. Nîşâbur’un, hadis çalışmalarının temeli olan hadis rivâyeti ve eser tasnifi gibi iki alanda çok başarılı olduğu görülür. Kütüb-i Sitte denilen temel altı hadis kitabındaki hadislerin yüzde onundan fazlasının sadece bu bölgeden alınmış olması, bölge muhaddislerinin rivâyet ettikleri hadislere diğer bölge muhaddislerinin önem vermiş olduklarını göstermekte, burada yoğun bir bilgi akışı bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bilhassa Müslim’in Sahîh’i ile Nesâî’nin Sünen’inin oluşumunda bölge muhaddislerinin rivâyet ettikleri hadislerin büyük önemi olmuştur. Diğer Kütüb-i Sitte eserlerinde de azımsanmayacak sayıda bölge muhaddislerinden alınan hadis mevcuttur. Bölgede tasnif ettikleri eserlerle özellikle Müslim, İshâk b. Râhûye, Muhammed b. Yahya ez-Zühlî, Hüseyn b. Muhammed b. Ziyâd, İbnü’l-Cârûd, İbn Huzeyme ve Muhammed b. İshâk es-Serrâc öne çıkmaktadırlar. Bu muhaddisler sadece bu bölgede değil, bütün İslâm dünyasında önemli eserlerin sahipleri olarak kabul edilirler. Aynı şekilde Nîşâbur’da hadis ilminin hemen her alanında yapılan çalışmaların çeşitliliği ve önemi, bölgede bir kütüphane oluşturabilecek kadar çok eser yazıldığını göstermektedir. Bu eserlerin içinde en önemlileri ise Müslim’in el-Müsnedü’s-Sahîh’i, İbnü’l-Cârûd’un el-Müntekâ’sı ve İbn Huzeyme’nin Sahîh’i’dir. Bölge muhaddisleri hadisle ilgili eser tasnifi yanında, ricâl çalışmalarına da ağırlık vermişlerdir. Bölge muhaddisleri daha çok râvilerin kimliklerini tespit etme çabası içinde olmuşlar, eserlerini bu minval üzere yazmışlardır. Sahâbe, tâbiûn ve etbâu’t-tâbiîn üzerine yazılan özel nitelikli eserler yanında, genel nitelikli tarih ve tabakât türündeki eserler ile cerh ve ta‘dil konularında yapılan çalışmalar, bölgede hadis ilminin iki önemli kolundan biri olan ricâl ilmine önem verildiğini göstermektedir. Bölge muhaddislerinin hadis usûlü ile ilgili bazı konularda ortaya koydukları görüşler de daha sonraki hadis çalışmalarında etkili olmuştur. Özellikle bölge muhaddislerinin sahih hadis, mürsel hadis ve muan‘an hadis konularında ileri sürdükleri fikirler genel kabul görmüştür. Bölgede yapılan çalışmalara bakıldığında, geçmişten alınan mirasın geleceğe aktarımında bölge muhaddislerinin büyük işler başardıkları, sonraki nesle yaptıkları çalışmalar ile büyük bir hazine bıraktıkları görülür. Bu çalışmalar yüzlerce yıl hadis çalışmalarına ya yön vermiş ya da kaynaklık etmiştir.Keywords : Nişapur, Muhaddis, Hadis çalışmaları, Müslim, İlk üç asır