- Katre Uluslararası İnsan Araştırmaları Dergisi
- Issue: 13
- İslâmî Pratiklerin Kurumsallaşmasında Tasavvuf Hareketlerinin Rolü ve Modern Dönemde Tarikatların Ye...
İslâmî Pratiklerin Kurumsallaşmasında Tasavvuf Hareketlerinin Rolü ve Modern Dönemde Tarikatların Yeni Konumu
Authors : Ibrahim Kaygusuz
Pages : 87-114
View : 21 | Download : 6
Publication Date : 2022-06-26
Article Type : Research
Abstract :Din, ferdî ve toplumsal fonksiyonları olan çok yönlü bir olgudur. Ferdin inanç ve ibadet hayatı, kâinat görüşü, yaratıcıya teslimiyet duygusu ve duygular üstü âlemi anlama çabası olan din, insanlığın var olduğu her yerde mevcut olmuş ve her dönem bireyin hayata bakışını şekillendirmiştir. Toplumsal ilişkilerin özel bir türünün ortaya çıkmasını sağlayan din öncelikle bireyin bilincine yerleşip kök salmakta ardından da topluluk/toplum oluşturucu bir etki meydana getirmektedir. Bu açıdan insanların dinleri ile "dünya kurmaları” arasında sosyolojinin konusu olan özel bir ilişki türü mevcuttur. İslâm dinin bir yorum biçimi olan tasavvuf, İslâm’ın bireysel ve sosyal fonksiyonlarını yerine getirmesinde aracı kurum rolünü oynamıştır. İslâm tarihinde zühd olarak ortaya çıkan daha sonra tasavvuf hareketleri olarak varlığını devam ettiren dinî yapılanmalar yüzyıllar boyunca ibadet, ahlak ve adaba ait içeriklerin bireysel ve toplumsal düzeyde yaşatılmasına önayak olmuşlardır. Tövbe, sabır, tevekkül ve ihlas gibi bir dizi İslâmî pratiğin kurumsallaşmasında rol oynayan tasavvuf hareketleri sosyalleşmenin, toplumsal kimlik inşa etmenin, toplumsal dayanışma bilinci geliştirmenin, kardeşlik ruhu tesis etmenin, toplumsal bütünleşme sağlamanın ve manevî doyuma ulaşmanın aracı olmuştur. Kur’an’ın emirlerine ve Hz. Peygamberin sünnetine uygun bir şekilde yaşamak anlamındaki tasavvuf batın ilmi, güzel ahlak ve kalp temizliği demektir. Nefisle mücahede yolu ile Allah’a teslim olmak ve böylece arzu edilen İslâmî hayatı yaşamak olan tasavvufta ibadetler Allah rızası için yapılmaktadır. Ruhî bir tasfiye ve vicdana ait bâtın ilmi olan tasavvuf Allah’ın zât, sıfat ve esmaları ile bunların tecellilerinden söz eden bir hikmettir. Bir döneme kadar kitap ve sünnete uymak, emirlere ve nehiylere itaat etmek, nefsi tezkiye etmek ve kalbi tasfiye etmek gibi pratikleri önceleyen tasavvuf İbnü’l-Arabî ile birlikte teorik ve felsefî bir boyut kazanmıştır. Tasavvufun kurumsal mekânları olan dergâhlar, eğitim yeri olarak yüzyıllarca müritlerin ahlaken yetiştirildiği; mürşitlerin irşat için hazırlandığı yerler olmuştur. Bununla birlikte on yedinci yüzyılda Avrupa’da başlayarak bütün dünyaya yayılan modernleşme olgusu toplumsal hayatı geleneksel kalıplardan eşi görülmemiş düzeyde koparmıştır. Müslüman toplumların kurumsal yapılarından olan tasavvuf hareketleri bu durumdan ileri düzeyde etkilenmiştir. Bireysel ilişkilerden, gündelik hayata, değerlere ve inançlara kadar toplumsal hayatın bütün alanlarını kuşatan modernleşme radikal bir toplumsal değişim hedeflemiştir. Müslüman toplumların modernleşme ile olan ilişkilerinde bu radikal değişim özellikle modernleşme-din ilişkilerinde ön plana çıkmıştır. Bu ilişkide Batı genelde dönüştüren, Müslüman dünya ise genelde dönüşen konumunda olmuştur. Modernleşme özellikle Osmanlı toplumunun yerleşik geleneği olan din olgusu üzerinde sarsıcı bir etki yapmıştır. Bu bağlamda uluslaşma ve bireyselleşme süreçleri modernleşmenin uzantıları olarak Osmanlı toplumundaki İslâmî kurumları zayıflatmıştır. Dinî kurumsallaşmanın yoğunlaştığı bir alan olarak tasavvuf bu süreçten ziyadesiyle etkilenmiştir. Modernleşme sürecinin kurumsal tasavvuf (tarikatlar) üzerindeki etkisi geleneğin tasfiyesi ve meşayihin konumunun değişmesi ile sonuçlanmıştır.Keywords : Tasavvuf, İslami Pratikler, Kurumsallaşma, Tarikat, Modernleşme, Risale-i Nur Hareketi