- Kafkas Tıp Bilimleri Dergisi
- Vol: 11 Issue: 2
- Üriner Sistem Enfeksiyonlu Bireylerden İzole Edilen Escherichia coli ve Klebsiella pneumoniae Suşlar...
Üriner Sistem Enfeksiyonlu Bireylerden İzole Edilen Escherichia coli ve Klebsiella pneumoniae Suşlarında CTX-M, TEM ve SHV Tipi Genişlemiş Spektrumlu Beta-Laktamaz Aktivitesinin Otomatize Sistem ve Moleküler Yöntemlerle Araştırılması
Authors : Sibel Deniz, Fatih Büyük, Kenan Murat
Pages : 307-317
View : 16 | Download : 5
Publication Date : 2021-08-01
Article Type : Research
Abstract :Amaç: Bu çalışmada, Kars Harakani Devlet Hastanesi’ne idrar yolları yakınması ile başvuran bireylere ait idrar örneklerinden izole edilen Escherichia coli ve Klebsiella pneumoniae suşları arasında GSBL pozitifliğinin otomatize identifikasyon sistemi ve moleküler yöntemlerle araştırılması amaçlandı. Materyal ve Metot: Çalışmaya, Nisan-Ağustos 2019 tarihleri arasında örneklenen 5000 idrar örneği dâhil edildi. Örnekler, Mac Conkey ve %7 koyun kanlı agarda kültüre edildikten sonra elde edilen izolatların identifikasyonu BD Phoenix™ 100 ID paneli, antibiyotik duyarlılıkları ve GSBL aktiviteleri ise AST paneli ile belirlendi. İzolatların CTX-M, TEM ve SHV genleri PCR ile analiz edildi. Bulgular: İdrar örneklerinden %19,5 oranında aerobik bakteriyel etken kültür pozitifliği elde edildi ve bunların 120 (%13,33)’sinin GSBL aktivitesi olduğu saptandı. GSBL pozitif izolatların 102 (%85)’si E. coli ve 14 (%11,67)’ü K. pneumoniae olarak identifiye edildi. GSBL pozitifliği toplamda idrar örneklerinde %2,4, E. coli ve K. pneumoniae için ise sırasıyla %2,04 ve %0,28 olarak belirlendi. İzolatların, beta laktam grubu antibiyotiklere toplam direnci %57,46 belirlenirken, en yaygın dirençlilik sefalosporinlere (%92,53) ve en yaygın duyarlılık ise karbapenemlere (%47,19) karşı saptandı. PCR ile GSBL pozitif izolatların %90,52’sinde en az bir veya birden fazla direnç geni saptandı ve en yaygın saptanan direnç geni CTX-M idi. GSBL pozitifliği ile yaş grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanamazken, hastaların cinsiyetleri arasında %21,9 oranında pozitif yönde bir ilişki saptandı. Sonuç: GSBL kaynaklı enfeksiyonların insidansının azaltılmasında risk faktörlerinin ortadan kaldırılmasının yanı sıra enfeksiyöz etkenlerin identifikasyonu, ilgili GSBL profillerinin çıkarılması ve bu modellerine göre geliştirilecek doğru antibiyotik tercihi oldukça önemlidir. Sınırlı bir lokasyonda, Kars yöresinde, yapılan bu sistematik çalışmanın bu yönde fayda sağlayacağı umulmaktadır.Keywords : insan, idrar, GSBL, kültür, Phoenix, PCR, E. coli, K. pneumoniae