İbn Acîbe'nin Mârifet Anlayışı
Authors : Ramazan Emektar
Pages : 1121-1149
View : 20 | Download : 12
Publication Date : 2021-07-25
Article Type : Research
Abstract :İbn Acîbe el-Hasenî (öl. 1224/1809), Kuzey Afrika kökenli Derkâviyye tarikatının önemli isimlerindendir. İlmî kişiliği, tasavvufî şahsiyeti, eserleri ve görüşleri aracılığıyla etkisi İslâm dünyasının pek çok bölgesinde hissedilmiştir. Bu makale İbn Acîbe’nin mârifet anlayışını ve bu bağlamda zâhirî-bâtınî bilgi ayırımını genel hatlarıyla incelemeyi hedeflemektedir. Araştırmamız bu amaca bağlı olarak İbn Acîbe’nin mârifete ulaşmak için tercih ettiği yöntemi ve bunun onun düşüncesinde neye tekâbül ettiğini saptamaya çalışmıştır. İbn Acîbe’nin düşüncesinde hakîkî bilgi, Allah’ın Zâtı ile O’nun hakkında doğrudan elde edilen mârifetullahtır. İnsanın yeryüzüne gönderiliş amacı da işte bu bilgiye sahip olmasıdır. Mârifet, müşâhedenin yerleşmesi ve sürekli hâle gelmesiyle elde edilebilir. Bazen hakikat, bazen de has tevhid olarak andığı mârifet bilgisine zihnî temkin ve akıl yoluyla değil, nefsin tezkiyesi ve kalbin nurlanması neticesinde basîretin açılması sayesinde ulaşılır. İbn Acîbe’nin mârifet nazariyesinde asıl olan, hakikatlere ulaşmanın şuhûdî ve ıyânî (apaçık görme) yöntemle gerçekleşmesidir. Ancak bu yöntemin tam olarak gerçekleşebilmesi de şer’i hükümleri öğrenmeye yardımcı olan burhanî/aklî yöntemin etkin olarak kullanılmasından sonra mümkün hale gelir. Ayrıca İbn Acîbe, burhanî/aklî ve şuhudî/ıyanî yöntemin semeresi için ilim ve ameli şart görür. Ona göre, bu yöntemler arasında bir kopukluk yoktur. Birinin diğerine hazırlık görevi gördüğünü düşünür. Mârifet mertebesinde sûfî, Allah’ın hikmet ve kudretine aynı anda açıkça şahid olmaktadır. Başka bir ifâde ile şeriat ve hakikati birlikte idrak etmektedir.Keywords : Tasavvuf, İbnAcîbe, Mârifet, Kalp