BİYOKİMYA LABORATUVARINDA PRE-PREANALİTİK HATA KAVRAMI
Authors : Rukiye Nar, Dilek Iren Emekli, Kenan Güçlü, Bilal Ilanbey
Pages : 23-24
View : 30 | Download : 9
Publication Date : 2017-08-02
Article Type : Other
Abstract :Sağlık hizmetinin en önemli birimlerinden biri klinik laboratuvarlardır. Doğru test sonuçlarının olmaması durumunda hekimlerin teşhis koyması veya etkili bir tedavi sağlaması zordur. Klinik laboratuvarlar, hasta kabulü, taburcu edilmesi ve ilaç tedavisi gibi kritik kararların % 60 ila % 70'ini etkilemektedir (1, 2, 3). Klinik laboratuvarlardaki toplam test süreci kompleks ve çok basamaklı bir süreçtir, test için verilen tıbbi karardan, sonuçların raporlanmasına kadar, hasta ile başlar ve biter. Toplam test süreci; test seçimi ve test istemi, numunenin toplanması, kimlik tanımlama, numunenin laboratuvara transportu, numunenin hazırlaması, analiz etme, test sonuçlarının raporlanması ve test sonuçlarını yorumlanması olarak aşamalara ayrılmaktadır (1). Ayrıca, toplam test süreci pre-analitik, analitik ve post-analitik olarak üç ana fazda da değerlendirilmektedir. Preanalitik faz toplam test sürecinin en karmaşık ve kontrol edilmesi güç aşamasıdır, laboratuvar hatalarının yaklaşık %70i bu fazda gerçekleşmektedir (4). Analitik faz standardizasyonu, otomasyon ve teknolojik gelişmeler, iç ve dış kalite kontrolleri ile laboratuar sonuçlarının analitik güvenilirliği önemli ölçüde geliştirmiş ve hata oranları azalmıştır (4,5). Post-analitik faz, laboratuvar sonuçlarının doğrulanması, sonuçların laboratuvar bilgi sistemine aktarılması ve raporlanmasını içerir. Bu aşamada, toplam laboratuvar hatalarının % 18,4 - 47'sini oluşturan yanlış doğrulama, rapor edilmeyen veya analitik olmayan veri girişi gibi hatalar olmaktadır (4). Üç ana faza ayrılan toplam test sürecine ek olarak pre-preanalitik ve post-post analitik fazlar da eklenmiştir. Test seçimi ve laboratuvar test istemi pre-preanalitik fazda yer almaktadır (1). Bu mektupta pre-preanalitik fazda karşılaşılan hatalardan eksik test istemi nedeniyle raporlanamayan hesaplamaya dayalı seviyesi belirlenen LDL kolesterol sayısını değerlendirdik. Lipid profili total kolesterol, HDL kolesterolü ve trigliserid ölçümünü içermektedir. LDL kolesterol trigliserid düzeyi 400 mg/dL’nin altında olduğu sürece LDL kolesterol = total kolesterol - HDL kolesterol - [1/5 x trigliserid] formülü kullanılarak hesaplanmaktadır. Trigliserid düzeyi 400 mg/dL’nin üstünde olduğu durumlarda serum LDL kolesterolünün direk ölçümü gerekmektedir. Toplam 20116 hastanın lipid paneli çalışılmış ancak 345 hasta örneğinin LDL kolesterolü TG, Total Kolesterol veya HDL kolesterol istemindeki eksiklik nedeniyle hesaplanamamış ve eksik test istemi veya hatalı istem şeklinde test reddi yapılmıştır. Bu durumda hastaların yaklaşık %2’sinin LDL sonucu raporlanamamıştır. Bu durum klinisyen hekimin kardiyovasküler hastalıkların takip ve tedavisinde oldukça önemi olan bir parametrenin ( 6 ) değerlendirilememesine ve ilerleyen günlerde tekrar hastanın doktoruna başvurarak kan vermesine yol açmaktadır. Klinik laboratuvarlarda toplam test süreci hastanın test istemi ile başlayıp test sonucunun raporlanmasının ardından klinisyen tarafından yorumlanması ile bitmektedir. Sürecin herhangi bir aşamasında yapılan hata hasta sonucunu etkilemektedir. Belirli hastalıklarda test seçimi için rehberlik eden tanı algoritmaları bulunmaktadır. Bu algoritmalar klinik laboratuarda refleks test protokollerinin oluşturulması için temel oluşturmaktadır. Panel testi, bir hastanın klinik durumu ile ilişkili olabilen bir dizi farklı laboratuvar testinin ölçümünü içermektedir (7). Panel testlere örnek olarak lipid profili, elektrolit, karaciğeri, böbrek paneli gibi paneller klinisyenlere yardımcı olmaktadır. LDL kolesterol testindeki eksik isteme dayalı hata oranını azaltmak için lipid profilinin panel şeklinde istenmesi yönünde düzenleme yapılmalı ve klinisyen hekimlerin bilgilendirilmesi sağlanmalıdır.Keywords : Pre-preanalitik hata, toplam test süreci, Biyokimya