- Erkeklikler: Kimlik ve Kültür Dergisi
- Issue: 15
- Hegemonic Masculinities in Popular Culture and the Appeal of Authoritarian Rule: A Comparative Exami...
Hegemonic Masculinities in Popular Culture and the Appeal of Authoritarian Rule: A Comparative Examination of Magnificent Century (2011–2014) and Resurrection: Ertuğrul (2014–2019)
Authors : Deniz Zorlu
Pages : 28-65
View : 16 | Download : 9
Publication Date : 2021-05-30
Article Type : Research
Abstract :Bu çalışma Muhteşem Yüzyıl (2011–2014) ve Diriliş: Ertuğrul (2014 – 2019) adlı dizilerdeki iki ana karakter olan Şehzade Mustafa ve Ertuğrul’un temsiline odaklanarak 2010'larda yapılan tarih temelli bu iki diziyi karşılaştırmalı olarak incelemekte ve bu karşılaştırma üzerinden Türk popüler kültüründe hegemonik erkekliklerin temsili ile Türkiye'de yükselen siyasi otoriterlik akımı arasındaki bağlantıları ele almaktadır. Muhteşem Yüzyıl, Türk tarihini aşağılayıcı biçimde yanlış tanıttığı iddiasıyla üst düzey hükümet yetkilileri tarafından defalarca kınanmıştır. Dizinin 2013'teki Gezi Parkı protestolarına denk gelen dördüncü sezonunda dizi, iktidar suiistimalleri ve baskılarına karşı daha eleştirel bir bakış açısı kazanmaya başlamıştır. Yine bu dördüncü sezonda, Şehzade Mustafa ölümüne kadar dizinin ana karakteri olarak yer almış ve infaz edildiği sahne, yakın Türk televizyon tarihinin en büyük medya olaylarından biri haline gelmiştir. Dizideki Şehzade Mustafa tasviri, Türkiye solunun kayıp ve baskı anılarından yoğun olarak yararlanmakta ve dizinin iktidarın kötüye kullanılmasına yönelik eleştirileri, çağdaş Türk hükümetini de kapsamaktadır. Örneğin, Şehzade Mustafa'nın öldürülmesini protesto eden Osmanlı halkı dizide defalarca Gezi Parkı eylemcilerini küçümsemek için kullanılan "çapulcu” ifadesi ile anılmaktadır. Buna karşılık Diriliş: Ertuğrul, devlet kanalı TRT tarafından, diziyi birçok kez kamuoyu önünde öven hükümet yetkililerinin onayıyla gösterilmiştir. Diriliş: Ertuğrul, çağdaş Türk hükümetinin yeniden canlanma ve diriliş vurgusuna paralel olarak, daha sonra Osmanlı İmparatorluğu olacak olan yapının ilk başlangıcında kargaşa içindeki bir devletin görkemini yeniden canlandıran bir aşiret reisi olan Ertuğrul'un hikayesini anlatmaktadır. Ertuğrul ve adamlarının tasvirinde İslam, tekrarlı biçimde ulusal kimliğin nihai işareti olarak sunulur. Bununla birlikte, yakın metin analizi, tematik ve ideolojik farklılıklarına rağmen, her iki dizinin de erkek lideri ve onun sadık militarist adamlarını ulusal yönetimin yapı taşları ve koruyucuları olarak konumlandırmada birleştiğini göstermektedir. Ek olarak, Ertuğrul ve Şehzade Mustafa'nın tasvirinde, militarist ve otoriter güç gösterilerinin paradoksal bir kucaklaşmasını ve aynı zamanda, Türkiye’deki çağdaş hegemonik erkekliğin temel bileşenlerini oluşturduğunu iddia ettiğim, kurulu otoriteye isyan ve erkek mağduriyetine yapılan vurguyu bulmaktayız. Bu nedenle, politik söylemde karşılaştığımız hegemonik erkekliğin temel bileşenlerinden bazılarının, yeniden üretildiği ve büyütüldüğü popüler kültür arenasında izlenebileceğini savunuyorum.Keywords : Hegemonik erkeklikler, Türk TV dizileri, politik otoriteryenlik, militarizm, direniş, popüler tarih