- Düzce Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 4 Issue: 1
- Eski Türk Edebiyatına Ait Bir Ahvâl-ı Kıyâmet: Cemâlî - Kitâb-ı Serencâm [06 Mil Yz A 8631/1 Nüshası...
Eski Türk Edebiyatına Ait Bir Ahvâl-ı Kıyâmet: Cemâlî - Kitâb-ı Serencâm [06 Mil Yz A 8631/1 Nüshası]
Authors : Mehmet Oğuzhan Kuşoğlu
Pages : 22-39
View : 14 | Download : 8
Publication Date : 2020-08-31
Article Type : Research
Abstract :Kitāb-ı Serencām adlı eser İslami dönem Türk edebiyatına ait bir mesnevidir. Eser, "Ahvâl-i Kıyamet” türünden bir metindir. Eser 8 varak ve 220 beyitten oluşmaktadır. Eserde, insanın cenaze namazının kılınıp kabre girmesi, orada sorgu melekleri tarafından sorgulanması, kıyamet günü tekrar dirilme, insanın iyilik ve günahlarının tartılması, Sırat Köprüsü’nden geçme ve geçemeyenlerin cehenneme gitmesi, cehennemde olanların çektikleri azaplar ve cennet yaşamı gibi konular belli bir sıra dâhilinde işlenmiştir. Bu tür eserlerde yazar tasvir sanatını da kullanarak yaşananları insan gözünde betimlemeye çalışır. Böylelikle insanların dinledikleri bu hikâyelerden bir ders çıkarması ve yaşamını ona göre yaşaması istenmiştir. Anlatıcı, bu hikâyeleri halk meclisinde sesli olarak icra ettiğine göre insanlar cehennemin anlatıldığı bölümlerde korkuya kapılıp, cennetin anlatıldığı yerlerde ise büyük bir ferahlık duygusuna kapılacaklardır. Anlatıcının yapmak istediği de budur, yani insanların korkup kendine gelerek din yolunda dosdoğru yaşamalarını sağlamak ve dini onlara sevdirmektir. Hikâyede verilmek istenen ders "ölüm haktır ve eninde sonunda gelip bizi bulacaktır” şiarı üzerinedir. O hâlde ölmeden önce ölüme hazır olmalıyız. Bunun yolu da Allah’ın kitabı olan Kur’ân’a ve Peygamber’in sünnetine bağlı olmaktır. Kitāb-ı Serencām, halk meclislerinde okunup anlatılmak için yazıldığından oldukça sade bir dil ve anlatıma sahiptir. Olaylar halkın rahatlıkla anlayabileceği bir basitlik içindedir. Olaylar mümkün olduğunca somut bir şekilde tasvir edilmiştir. Eser, belli bir noktadan sonra halka mal olmuş ve halk içinde anonim olarak yaşamıştır. Pek çok nüshada bu nedenle olay örgüsü korunsa da yazar adı koruna¬ma¬mıştır. Bu tür hikâyeler Türkçe açısından zengin bir anlatıma ve içeriğe sahiptirler. Bu nedenle bu eserlerin incelenmesi ve ortaya konması Türk dili, tarihi, kültürü ve İslam dini açısından son derece önem arz etmektedir.Keywords : İSLÂM DİNİ, TÜRK EDEBİYATI, ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİ, HİKÂYE, CEMÂLÎ