- Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi
- Vol: 8 Issue: 1
- İbn Sînâ Düşüncesinde İrfânî Kişilik Tasavvuru: Sabit Tabiatın Sabitlenmez Özü ve Yorumun Asliyyeti...
İbn Sînâ Düşüncesinde İrfânî Kişilik Tasavvuru: Sabit Tabiatın Sabitlenmez Özü ve Yorumun Asliyyeti
Authors : Ismail Hanoğlu
Pages : 161-170
View : 19 | Download : 6
Publication Date : 2008-02-01
Article Type : Research
Abstract :İbn Sînâ düşüncesinde var olan tasavvufî öğeler, araştırmacılar tarafından farklı biçimlerde değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmelerden kimi, İbn Sînâ?nın temel felsefi düşüncesi çizgisindedir. Kimi ise İbn Sînâ?nın rasyonel felsefeyi bırakıp, tasavvuf felsefesini kabul ettiği yolundadır. Oysa bizim yaptığımız araş-tırmalar, İbn Sînâ?nın, rasyonel felsefeyi bırakmadığı ancak tasavvufi nazariye-leri de reddetmediği yönündedir. Peki bu durumda yapılması gereken nedir? İbn Sînâ?nın yaptığı şey, tasavvufî nazariyeleri rasyonel felsefenin araçlarını kulla-narak açıklamak olmuştur. Şunu diyebiliriz ki, İbn Sînâ düşüncesinde tasavvu-fî öğeler rasyonel yolla ifâde edilebilir. Bu açıdan İbn Sînâ?nın amacı, tasavvuf yolunda ilerlemiş bir ârifin gösterdiği olağanüstü olayların (kerâmetleri) arka-sında onun aldığı tasavvuf eğitiminin var olduğunu ifâde etmek olmuştur. Bu tasavvuf eğitiminin özü kişiliği kötü huylardan arındırmaktır. Buna tasavvuf felsefesi literatüründe riyâzet denmektedir. Kişi bu süreçte farklı aşamalarda eğitildikten sonra, Allah?a ulaşmaktadır. Bu eğitimin başlangıcı kişinin göstere-ceği irâde ile başlamaktadır. İrâde ile başlayan bu süreç, kişilik eğitimi dediği-miz riyâzet ile şekillenmekte, Allah?a ulaşma ile de noktalanmaktadır. İşte İbn Sînâ?nın tasavvufî öğeleri, rasyonel açıdan anlamlandırdığı taraf, kişilik eğitimi-ne dikkat çekmesidir. Kişilik eğitimi tamamlanınca, insan söz konusu bu ola-ğanüstü olayları gösterebilir. Ama burada İbn Sînâ, bu süreçte Allah irâdesinin işlevini ifade etmemektedir. Zira Allah?ın iradesi olmazsa sonuç başarılı olamaz. Buradan İbn Sînâ?nın Allah?ın irâdesine önem vermediği anlaşılmamalıdır. Sa-dece İbn Sînâ?nın yaptığı, söz konusu bu süreçte insânın ne yapması gerektiğini ortaya koymaktır. İbn Sînâ sufi tarafından gösterilen olağanüstü olayların ger-çekleşmesini mümkün olarak değerlendirmektedir. Bizim bu süreci değerlendi-rirken bu olayların mümkün olması bizi yorum sürecine taşımaktadır. Zira mümkün kavramı, kendisinde yorumu içermektedir. Böylece, mümkün kavra-mı ve yorum kavramı bu süreçte bir araya gelmektedir. Bu kavramlar, bu ta-savvufi süreçte ve bilgi kuramında birbirlerini beslemektedirler.Keywords : İrfânî Kişilik, Eğitim, Olağanüstü Olaylar, Yorum, İmkân, İrâde.