- Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD)
- Vol: 20 Issue: 1
- AYNU’L-KUDÂT el-HEMEDÂNÎ’NİN İDAM SAVUNMASINDA TEFSİR UYGULAMALARI VE TASAVVUFÎ YORUMLARI
AYNU’L-KUDÂT el-HEMEDÂNÎ’NİN İDAM SAVUNMASINDA TEFSİR UYGULAMALARI VE TASAVVUFÎ YORUMLARI
Authors : Ismail Bayer, Ahmet Özkan
Pages : 21-37
Doi:10.30627/cuilah.718529
View : 13 | Download : 7
Publication Date : 2020-06-29
Article Type : Research
Abstract :Aynu’l-Kudât el-Hemedânî (d. 492-1098/ö. 525-1131) tasavvufun bir ilim olarak ortaya çıktığı dönemde dünyaya gelmiştir. İslam Medeniyeti açısından zengin olan bu dönemde, Sünnî düşüncenin oluşmasında önemli bir yeri olan Nizamiye Medreseleri kurulmuş ve yaygınlaşmıştır. Hemedânî, küçük yaşlarından itibaren iyi bir tahsil görmüş ve ilk eserini 14 yaşında kaleme almıştır. O, yirmili yaşlarda tasavvuf, kelâm, tefsir, fıkıh, dil bilimleri, matematik, astronomi ve felsefe alanlarında yüksek düzeyli eserler vermiştir. Genç yaşta fetva verecek seviyeye ulaşarak Hemedan kadılığına ve aynı yerde mevcut medresenin müderrisliğine tayin edilmiştir. Hemedânî, meşgul olduğu ilmi faaliyetlerinin, arayışlarına ve zihnini kurcalayan sorularına cevap verememesi üzerine bir buhran geçirir. İmam-ı Gazzalî’nin eserleri vesilesiyle bu sıkıntıyı atlatır. Ahmed Gazzalî ile tanışması ise hayatında bir dönüm noktası olur. Ahmed Gazzalî’yi kendisine rehber olarak seçer ve ondan almış olduğu tasavvufi eğitim ile hayatının sonuna kadar etrafındaki insanları irşad eder. Özellikle yirmili yaşlarında fikirlerini özgürce dile getirmesi ve şatahat türü sözler söylemesi, aleyhinde faaliyet gösteren bir topluluğun oluşmasına neden olur. Bununla beraber üstün hitabet yeteneği ve etkili vaazları sayesinde aralarında devlet adamlarının da bulunduğu çok sayıda mürid edinmiştir. Hemedânî’nin tasavvuf yolu, Ahmed Gazzalî’den kendisine intikal eden aşk, cezbe ve fenadır. Ona göre din bir sosyal alışkanlık değildir. Tasavvuf, Allah’ı görmeyi ve O’na kavuşmayı hedefleyen bir yolculuktur. Otuz üç yaşında, Hemedân’da, zındıklık suçlamasıyla, Selçuklu veziri Kıvâmüddin Dergezînî’nin emriyle öldürülmüş/şehit edilmiştir. Şekve’l-Garîb adlı risalesi, ölümünden kısa bir müddet önce Bağdat’ta zindanda tutulduğu esnada, kendisini savunmak için dönemin ilim ve tasavvuf erbabına yazmış olduğu son eseri ve bir tür idam savunmasıdır. Yaşadığı dönemin âlimlerinden ve mutasavvıflarından yakınmalarını hüzünlü bir üslupla dile getiren bu eser, onun fikri sürecinin son halkasını teşkil etmesi bakımından önemlidir. Öte taraftan eser, tarihe iz bırakmış bir müellifin nasıl anlaşılması gerektiğine dair önemli metodik veriler sunmaktadır. Risalede tasavvuf, akâid, kelam ilimlerinin yanı sıra tefsir ilmine dair kıymetli veriler bulunmaktadır. Elinizdeki çalışma, Hemedânî’nin idam savunmasını yaptığı Şekve’l-garîb adlı eserinde yer alan tefsir uygulamalarını ve bunların tasavvufî yorumlarını tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda Hemedâni’nin dini ve edebi metinleri anlamlandırırken kullandığı metodun "kelâmın tamamından edinilmiş bilgi ve algı” ekseninde seyrettiğini söylemek mümkündür.Keywords : Aynu’l-Kudât El-Hemedânî’, Şekve’l-garîb, Tefsir, Tasavvuf, Şatahat