- Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD)
- Vol: 20 Issue: 1
- ÜSKÜP RİFÂÎ ÂSİTÂNESİ ŞEYHİ SA’DEDDÎN SIRRÎ EFENDİ’NİN MÛSİKÎ YÖNÜ VE BESTELENMİŞ ESERLERİ...
ÜSKÜP RİFÂÎ ÂSİTÂNESİ ŞEYHİ SA’DEDDÎN SIRRÎ EFENDİ’NİN MÛSİKÎ YÖNÜ VE BESTELENMİŞ ESERLERİ
Authors : Safiye Şeyda Erdaş
Pages : 220-239
Doi:10.30627/cuilah.661749
View : 14 | Download : 8
Publication Date : 2020-06-29
Article Type : Research
Abstract :Üsküp Rifâî Âsitânesi postnişinlerinden Sa’deddîn Sırrî Efendi edebiyat ve mûsikîye meraklı, zamanında cereyan eden hâdiselere duyarlı bir zâttır. Eğitim konusunda gayretlidir. Bir devrin bitişine ve başka bir devrin başlangıcına şahitlik eden bir ömür sürmüştür. Daha özele inecek olunursa, denebilir ki, herhangi bir dergâh şeyhi değil, bir âsitâne şeyhi olarak mûsikî konusunda gösterdiği gayretler, tekke mûsikîsinde İstanbul ve Üsküp arasında bir köprü olmuştur. Kadîm tekke kültürünü sonraki nesillere aktarmaya çalışmış, icrâ edilen eserleri tashih ettirmiş ve bu hususta İstanbul tekke ve dergâhlarındaki icrâ ile birlik içinde olmaya çabalamış, yeni besteler yaptırarak bu birikime katkıda bulunmuştur. Bu çalışmada Sa’deddîn Sırrî Efendi’nin üzerinde daha önce pek durulmamış mûsikî yönü ele alınmıştır. Hayatı hakkında kısaca bilgi verildikten sonra mûsikîye dair yazıları Latin harflerine aktarılmış; böylece onun mûsikîye dair görüş ve icralarının bir bütün olarak ele alınması hedeflenmiştir. Daha sonra mûsikîye dair faaliyetleri ve Manisa’daki mûsikî muallimliği üzerinde durulmuştur. Sa’deddîn Sırrî Efendi’nin mûsikîye dair hatıratlarına değindiğimiz bu kısım, 20. yüzyılın başında Rumeli tekkelerindeki mûsikî ve bunların İstanbul dergâhları ile irtibatını göstermektedir. Ayrıca o dönemde basılı olan mûsikî kitaplarının Rumeli’ndeki varlığı hakkında fikir vermektedir. Sırrî Efendi’nin Manisa’daki muallimliği ise dönemin mûsikî eğitimine dair ipuçları sunmaktadır. Çalışmamızın son kısmında 1956 yılında Türkiye'ye göç eden Üsküp Rifâî Âsitânesi’nin 6. şeyhi Mustafa Haznedar Baba ve oğlu Râik Haznedar vesilesi ile günümüze kadar ulaşmış, Rıfat Çalışkan’ın icrâsından tarafımızca notaya aktarılmış ilahilerin notaları sunulmuştur. Bu ilahilerin günümüze ulaşmasını sağlayan silsiledeki kişiler göz önüne getirildiğinde, söz konusu eserlerin geçmişi neredeyse yüzyıl öncesine kadar uzanmakta ve o dönemin Rumeli’sinin tekke mûsikîsine biraz olsun ışık tutmaktadır. Çalışmamızda güftesi Sa’deddîn Sırrî Efendi’ye ait yeni bestelere de yer verdik. Bunlardan biri güftesinin kime ait olduğu belirtilmemiş bir Cüneyt Kosal bestesidir. Yaptığımız araştırmalar sonucu güftenin Sa’deddîn Sırrî Efendi’ye ait olduğu tespit edilmiştir. Diğeri ise M. Hakan Alvan’ın 2018 yılında bestelediği güftesi Sırrî Efendi’ye ait bir ilahidir. Güftesi ve bestesinin kime ait olduğu bilinmeyen, fakat Sırrî Efendi’nin kendi yazısı içerisinde yer verdiği bir ilahi de dönemin mûsikîsine örnek olarak kayıtlara geçmesi için bu çalışmaya eklenmiştir. Böylece 20. yüzyıl başında Üsküp Rifâî Âsitânesi’de şeyhlik yapmış Sa’deddîn Sırrî Efendi’nin mûsikîye dair görüşleri ve mûsikîmizde Sa’deddîn Sırrî güfteli eserler toplu bir şekilde dikkatlere sunulmuştur.Keywords : tekke mûsikîsi, Sa’deddîn Sırrî, tekke mûsikîsi, mûsikî, Rifâî, Üsküp