- Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD)
- Vol: 19 Issue: 2
- BAZI ESBÂB-I NÜZÛL RİVÂYETLERİNİN BAĞLAM ÇERÇEVESİNDE YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ
BAZI ESBÂB-I NÜZÛL RİVÂYETLERİNİN BAĞLAM ÇERÇEVESİNDE YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ
Authors : Sami Kilinçli
Pages : 400-417
Doi:10.30627/cuilah.638933
View : 16 | Download : 5
Publication Date : 2019-12-27
Article Type : Research
Abstract :Esbâb-ı nüzûl ve tefsir rivâyetleri tefsir ilminin temel kaynaklarından oldukları için vazgeçilmez bir konuma sahiptir. Bu rivâyetler genelde rivâyet sîgaları ve senedler üzerinden ele alınmış, ancak sened-metin tenkidinde bazı eksiklikler bulunduğu hususu ilmi müzakere konusu olmuştur. Esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin gerçek sebepleri anlatıp anlatmadığı, bunların müsned olup olmadığı ulemâ arasında tartışılmıştır. Zerkeşî (ö. 794/1392) , Suyûtî (ö. 911/1505), İbn Teymiye ( ö. 728/1328) ve ed-Dıhlevî (ö. 1176/1762) gibi âlimler bazı rivâyetlerin gerçek esbâb-ı nüzûlü değil söz konusu olay ve şahsın âyetin anlam dairesine girdiğini ifade ettiğini, bunları bazı muhaddislerin müsned, bazılarının ise müsned kabul etmediğini kaydetmişlerdir. Câbirî, A. Nedim Serinsu ve Selim Türcan esbâb-ı nüzûl rivâyetlerini değerlendirmedeki kriterlerin yetersiz kaldığını, rivâyetlerin tarihî bakış açısıyla, Kur’an’ın bütünlüğüne, Kur’an-siret ilişkisine, zaman ve mekâna uygunluk açısından metin tenkidi yapılarak değerlendirilmesini teklif etmektedir. Müfessirler âyetleri açıklarken Buharî, Müslim gibi hadis kaynaklarındaki rivâyetlere dayanarak el-İsrâ 85. âyetin Medine’de nazil olduğunu; en-Nisâ 88-89. âyetlerin Uhud savaşına katılmadan İslam ordusundan ayrılıp Medine’ye dönenleri anlattığını; el-Bakara 284. âyetin kulların kalbinden geçen tüm duygu ve düşüncelerle alakalı olduğunu ve nesh edildiğini; et-Tevbe suresi 113. âyetin Ebu Talib’in vefatı anında nazil olduğunu ve el-Hadîd 16. âyetin İbn Mes’ûd’un İslam’a girmesinden dört yıl sonra nazil olduğunu açıklamışlardır. Bu rivâyetleri Câbirî, A. Nedim Serinsu ve Selim Türcan’ın açıklamaları doğrultusunda incelediğimizde bu bilgilerin doğru olmadığı en-Nisâ 88-89. âyetlerin hicretlerini bozup Mekke’ye geri dönen, kâfir olarak kabul edilen münafıkları; el-Bakara 284. âyetin alışverişteki şahitliklerini gizleyenleri; et-Tevbe 113. âyetin Hz. Peygamber’in annesi için istiğfar dilemesini; el-Hadîd 16. âyetin Medine’de rahatladıkları için İslam’ı yaşama ve savunma konusunda gevşeklik gösteren sahabileri anlattığı anlaşılmaktadır. Müfessirlerin klasik hadis eserlerine müracaat etmesi bir gereklilik olmakla birlikte, söz konusu eserlerde sened ve metin açısından problemli bazı rivâyetlerin olabileceğini, hadis usulündeki sıhhat kriterlerinde bazı eksiklikler bulunduğunu unutmadan rivâyetleri değerlendirmesi gerekmektedir. Ayrıca klasik kaynakların ve ulemânın otoritesi kabul edilmekle birlikte bunların mutlaklaştırılmaması ve üretilen bilgilerin ilmi tenkitten geçirilmesinin gerekliliği de unutulmamalıdır. Rivâyetlerin doğru anlaşılması için klasik hadis usulündeki hususlarla birlikte Câbirî, A. Nedim Serinsu ve Selim Türcan’ın teklif ettiği ilkeler çerçevesinde mütâlaa edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bu hususlara dikkat edilmediğinde kaydedilen örneklerde görüldüğü üzere âyetin metni ve bağlamı doğru anlamı açıklamasına, hissettirmesine rağmen rivâyetlerin otoritesinden dolayı müfessir yanlış anlam tercihinde bulunabilmektedir.Keywords : Tefsir, Metin Tenkidi, Rivâyet, Esbâb-ı Nüzûl, Sahih