TÜRKİYE'DE ÇOKSESLİ MÜZİK
Authors : Güngör Hatipoğlu
Pages : 136-165
View : 13 | Download : 5
Publication Date : 2017-07-06
Article Type : Other
Abstract :Bu çalışma, Türkiye’de çoksesli müziğin Osmanlı Dönemi’nden günümüze kadar geçirmiş olduğu evreleri incelemek amacı ile yapılmıştır. Çoksesli müzik nerelerde, kimler tarafından, hangi kurumlarda yapılmakta ve kimler tarafından teşvik edilmiştir gibi sorulara cevap aranmıştır. Çalışma tarama modeli bir araştırma olup tarihsel yönteme başvurulmuş ve bunun için literatür taraması yapılmıştır. Türkiye’de çoksesli müzik, Cumhuriyet’in ilan edilmesinden önce de varlık göstermiştir. II. Mahmut zamanında kurulan saray orkestraları, batılılaşma hareketine ayak uydurma anlamında yeniliklere yer vermiştir. Ancak asıl milat Cumhuriyetin ilanı ile gerçekleşmiş olup, kurumsal anlamda da kendini göstermiştir. Birçok müzik kurumunun ilk adımı Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra atılmıştır. Müzik eğitimi almak üzere yurtdışına gönderilen sanatçılar, döndüklerinde müzik kurumlarını kurmuşlar ve burada aktif olarak eğitmenlik yapmışlar, sanatçı ve müzik öğretmenleri yetiştirmişlerdir. Cumhuriyet’ten hemen sonra Türkiye’ye gelen; yabancı müzik insanları, sanatçılar, besteciler, batılılaşma sürecinde ilerleyen Türk müziğine katkıda bulunmuşlardır. Türk müziğinin kendi öz yapısını terk etmeden, batı formları ile yoğrulması sürecinde önemli rol oynamışlardır. Çoksesli müziğin batıya yakınlaşma ve evrenselleşme anlamında bir gereklilik olduğunu savunmanın yanı sıra, kendi öz müziği üzerinde batılılaşma hareketlerinin nasıl yapılacağı üzerinde durmuşlardır. Cumhuriyet’ten günümüze, Türkiye’de çoksesli müzik, politik, ekonomik ve modernleşme süzgeçlerinden geçmiştir. Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte bir milat oluşmuş, bu yeniden oluşumla ülkemiz sanatçıları yurtdışına eğitime gönderilmişlerdir. Geri döndüklerinde ise Türkiye’de müzik kurum ve kuruluşlarının oluşumuna, Atatürk’ün destek ve sunduğu imkanlarla ön ayak olmuşlardır. Kendi milli değerleri içinde çoksesliliği barındırmaya çalışan bu anlayış, kimilerine göre batıya yaklaşma isteği gibi değerlendirilirken kimilerine göre ise çağın gereği görüşünü savunma ihtiyacı yaratmıştır. Türkiye’de çoksesli müziğin gelişmesi bir batı özentisi mi yoksa çağın gereği miydi soruları, zaman içinde cevaplarını bulmuştur. Sanat anlamında kurumsallaşma, Cumhuriyetin yenilikçi adımlarına ayak uydurmuştur. Müzik eğitimi veren kurumlar yaygınlaşmış, kendi kültürümüzle de harmanlanarak yeniden boyut kazanmıştır. Ülkemizde yaşanan siyasi hareketler, bazen müzik tercihlerine de etki etmiş, dinleyici, besteci ve yorumcuların, arz talep çerçevesinde hareket etmelerine olanak sağlamıştır. Modernleşme sadece teknolojik anlamda bir olgu değil; toplumsal hayat, sanat ve kültür anlamında da, kendi değerlerini kaybetmeden gelişim sürecine ayak uydurabilmektir. Mustafa Kemal Atatürk, medeniyete giden yolun, müzikte ve sanatta yapılacak olan reformlardan da geçtiğini her fırsatta savunmuştur. Bu görüşten yola çıkarak, kendi müzik değerlerini koruyarak besteler yapan Türk besteciler, batının müzik anlayış ve değerlerini, ülkemizin kültürel değer anlayışı ile harmanlamışlardır. Türkiye’de çoksesli müziğin önemli bestecileri batı tekniği ile müzik yapmanın, medeni seviyelere ulaşmış toplumların belirteçleri arasında olduğunu işaret etmişlerdir. SUMMARY This study was carried out, with the aim of examining the stages in which, polyphonic music in Turkey was spent since the Ottoman period to the present day. Where the polyphonic music is, by whom, by which institutions, and by whom were encouraged. The study modeled with historical method and the literature search was done for it. Polyphonic music in Turkey has existed before the Republic was declared . The palace orchestras established during the time of II. Mahmut included innovations in the sense of keeping up with the westernization movement. However, the real milestone was realized with the declaration of the Republic, and it also manifested itself in the institutional sense. The first step of many music institutions was taken after the declaration of the Republic. The artists who were sent abroad to study music has founded the music institutions after they return back, where they actively trained, educated artists and music teachers. Just after the Republic , The Foreign music people, artists, composers, who came to Turkey contributed to the progressive Turkish music in the westernization process. They played an important role in the process of kneading with western forms without leaving their own structure of Turkish music. In addition to arguing that the polyphonic music is a necessity in the sense of proximity to the west and universalization, they also have focused on how to make westernization movements on their own music. From day of announcing the Republic of Turkey till today, The polyphonic music has passed from the political, economic and modernization filters. A milestone was formed with the declaration of the Republic, and the artists of our country were sent to education to abroad. When they returned, they were pioneered with the opportunities that Atatürk supported and offered for the formation of music institutions and organizations in Turkey . This understanding, which is trying to accommodate polyphonicism in its own national values, is considered as a desire to approach to the West According to some people and it’s considered as a need of the age has created the need for defense to the others. Institutionalization in the sense of art has kept pace with the innovative steps of the Republic. Institutions that provide music education have become widespread and have been reshaped by blending with our own culture . Political movements in our country have also influenced musical preferences sometimes, allowing listeners, composers and commentators to act in the framework of supply and demand. Modernization is not only a technological sense; it also means to keep up social life, art and culture, while the development process without losing its values. Mustafa Kemal Atatürk has defended in every occasion that, the way to go to civilization is the reforms to be done in music and art. By this way, the Turkish composers has kept their musical values while they are blending the musical understanding and values of West, with the cultural value of our country. Important composers of polyphonic music in Turkey pointed out that making music with the western technique is among the indicators of the societies that reached the civilized levels.Keywords : Müzik, İnsan ve Müzik, Osmanlı ve Müzik, Cumhuriyet ve Müzik, Atatürk ve Müzik, Müzik Eğitimi, Türkiye'de Çoksesli Müzik., Music, People and Music, Ottoman and Music, Republic and Music, Atatürk and Music, Music Education, Polyphonic Music in Turkey.