Bergson’dan Barad’a Yeni Materyalist Feminizm
Authors : Feyza Toprak
Pages : 185-206
Doi:10.47124/viraverita.1089521
View : 20 | Download : 26
Publication Date : 2022-05-31
Article Type : Research
Abstract :Bu makalenin amacı Yeni Materyalizmin somut bir anlatısı olan Barad’cı İnsan-sonrası (Post-hüman) Feminizmi daha iyi kavranabilir kılmak üzere, bu anlatıdaki Bohr nüveleri ile Bergson ve Deleuze benzerliklerini ortaya koymaktır. Bu dört teorisyenin ortak noktası teorilerini kauntum felsefesi üzerinden kurmalarıdır. Bergson’un bu makale açısından önemi zaman kavramını maddeye, madde kavramını ise performativiteye bağlamasıdır. Deleuze’de Bergson’dan aldığı ilhamla dünyayı herhangi bir sabitlik ve merkezden yoksun, saf köksapsal oluşlar ve sanallıklar alanı olarak tarif ederken felsefesini buradan kurmuştur. Deleuze köksapı, benzer eş bireysellikler arasında var olan, bağlantılar ve yakınlıklar olarak tanımlayarak geleneksel felsefenin insan-biçimsel yönelimini kökten değiştirmektedir. Deleuze’e bu bağlamda geliştirdiği ‘farklılık’ ve ‘çokluk’ felsefesi ile insanı, insan olmayan türlerle paralel bir ilişkiye açık hale getirirken insan-sonrası feminist teoriye de ilham vermiştir. Barad, maddenin bir "töz” değil, ‘ilişkiselliğe içkin eylem’ (intra-activity) olduğunu; ‘failliğin’ yalnızca insani bir nitelik olmadığını, bunun yerine maddenin makro ve mikroskobik seviyeleri boyunca yinelemeli tekrarlarla yürürlüğe girmesi olduğunu savunmuştur. Ona göre madde, ilişkiselliğe içkin dinamik içsel maddi ilişkilerinin etkileri yoluyla kendisini yeniden ürettiği için ‘performatiftir’. ‘Faili gerçekçilik’ epistemolojik, ontolojik ve etik bir teoridir. Barad, insan olmayan organizmaları ve nesneleri bu tanıma dâhil ederek gerçekliğin şekillendirilmesinde insan olmayanı da fail kılmıştır. Barad’ın Bohr’dan aldığı ‘Belirlenimsizlik ilkesi’nin yorumları ‘doğanın bütünselliği, ‘türler arasındaki ittifaka ilişkin bir yaklaşımın gerekliliği yönündeki çağrışımları ile sadece fizikte değil sosyal bilimlerde de yeni bir paradigma yaratmıştır. Barad’a göre evrenin doğasının derinliklerinde ilişkisel ontolojiden kaynaklanan etik bir töz vardır. Kuantum felsefesinden çıkan yeni feminist etik, insan ve insan olmayanın ontolojik etkileşimi, saygılı ilişkisi ve birlikte büyümesi konularına evrilir.Keywords : Henri Bergson, Karen Barad, performativite, ilişkiselliğe içkin eylem, İnsan-sonrası Feminizm