- Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları (HÜTAD)
- Issue: 36
- SALGININ HUZURSUZLUĞU: ÖLÜM KAYGISI VE FOLKLOR
SALGININ HUZURSUZLUĞU: ÖLÜM KAYGISI VE FOLKLOR
Authors : Ekber Enveri
Pages : 257-271
Doi:10.20427/turkiyat.1018905
View : 19 | Download : 11
Publication Date : 2022-06-15
Article Type : Research
Abstract :İnsan türünün ölümü ilk algılayışı, beyninde gelişen "otobiyografik bellek” denen zihinsel gelişim sayesinde olmuştur. Bu durum bir yandan insanı diğer türlerden radikal biçimde ayırırken diğer yandan insana daha önce var olmayan bir yok olma kaygısı yüklemiştir. Dolayısıyla "hayatta kalma” içgüdüsüyle donatılan insanı yaşam ile ölüm arasındaki ikileme sokmuştur. Bu ikilemle başa çıkmak, insanı farklı çözümler aramaya zorladıkça uygarlıklarımızın tohumları da bir taraftan atılmaya başlanmıştır. Ölümlülük duygusu, kolayca üstesinden gelinecek türden değildi. Ölümlülükten kurtulmamız mümkün olmadığı için doğada var olmayan ve sadece zihnimizin tasarladığı bir gerçekliği yani "ölümsüzlük” mitini yarattık. Diğer bir deyişle ilk "doğadışı gerçekliğimiz” ölümsüz olabileceğimize olan inancımız olmuştur. Ölümsüzlük arayışı serüveni, bir taraftan mit ve destanlarımızı zenginleştirirken diğer taraftan dolaylı olarak uygarlığın kapılarını açmıştır. Her ne kadar küresel salgının yarattığı kaygının kökeninde bilimin hızlı ve net bilgi üretememesi gibi rasyonel düşünceler seslendirilse de kaygının nedenlerinin daha derinlerde olduğu anlaşılmaktadır. Çağımızın ürünü olan "rasyonel insan” için kültürün hızına biyolojik varlığımızın yetişmemesi gibi tespitler, geçerli sebepler teşkil etse de bu durum, folklorik insanı pek fazla etkileyemeyebilir. Görünen o ki salgın sürecinde esasen insanı huzursuz eden şey, toplumsallıktan yani kolektif aklın (buna folklor ve din de diyebiliriz) güvenli ve huzurlu ortamından uzakta bireysel yok oluşla ve ölümle bir başına kalma kaygısıdır.Keywords : İnsan, ölümlülük, kaygı, folklor, din, salgın