- Türk Dünyası Araştırmaları
- Vol: 132 Issue: 260
- SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ HAFİD EFENDİ 139'A KAYITLI AHVÂL- I KIYAMET ESERİNDEKİ GERÇEKÜSTÜ VARLIKLARI...
SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ HAFİD EFENDİ 139'A KAYITLI AHVÂL- I KIYAMET ESERİNDEKİ GERÇEKÜSTÜ VARLIKLARIN ANALİZİ
Authors : Sabriye Hilal Arpacioğlu, Esra Aksay
Pages : 207-232
Doi:10.55773/tda.1065896
View : 17 | Download : 4
Publication Date : 2022-12-09
Article Type : Research
Abstract :Kıyamet inancı, zamanın düz bir hat şeklinde ilerlediğini benimseyen semavi dinlerde bulunmaktadır. Bu inancı benimseyen semavi dinlere göre, evrenle birlikte içinde bulunulan zaman da kıyamet diye adlandırılan evre ile sonlanır ve yeni bir alemle beraber sonsuz zamana geçilir. Diğer toplumlar gibi Osmanlı toplumunun da dünyanın sonu ve dünya sonrası hayatla yoğun olarak ilgilendiği görülmektedir. Kıyamet ve kıyamet sonrasını bir bütün olarak ele alan Ahvâl-ı Kıyâmet adlı eser ilk olarak, 13. yüzyıl şairlerinden Şeyyad Hamza tarafından manzum olarak yazılmıştır. Daha sonraki yıllarda mensur haline getirilmiştir Eserin kütüphanelerde dört adet resimsiz nüshasına rastlanırken, bilinen resimli dört nüshası vardır. Bunlar makalemize konu olan, Süleymaniye Kütüphanesi Hafid Efendi 139 başta olmak üzere, Berlin-Staatsbibliothek Ms. Or. Oct. 1596 ile Ahvâl-ı Kıyâmet nüshalarından çıkmış minyatürlü yaprak şeklinde, Philadelphia- Free Library’de ve İngiltere’de özel bir koleksiyonda bulunan tasvirlerdir. 16. Yüzyılın sonu 17. Yüzyılın başına tarihlenen, Süleymaniye Kütüphanesi Hafid Efendi 139 kayıtlı Ahvâl-ı Kıyâmet eserinde, kıyamettin nasıl kopacağı, bütün evreni dolduran meleklerle öteki varlıkların nasıl öleceği, Hz. Muhammed’in ve halifelerinin halka nasıl yardımcı olacağı anlatılmakta ve tasvirlenmektedir. Eser dini gerçeklerden öte halk kültürünü yansıtmakla beraber, Osmanlı toplumunun kıyamet kültürünü yansıtması bakımından döneme ışık tutar niteliktedir. Dönem itibariyle özgün olan bu minyatürler, konu olarak da bu yüzyıllarda çeşitlenmiş olup, dini eserlerin resimlenmesi konusunda özeldirler. Eserin, 16. Yüzyıl üslup özelliklerini taşıyan, ince fırçalı bir nakkaşın atölyesinden çıktığı görülmektedir. Eser içinde bulunan gerçeküstü varliklarin analizi sırasında çok çeşitli metinsel ve görsel bulgulara rastlamaktayız. Ahvâl-ı Kıyâmet eseri aynı zamanda dini varlıkların geçmişten günümüze söylence diliyle nasıl geldiğini ve bu tariflerin nasıl yapıldığının zengin bir örneğidir. O dönemi için bu türden dini yaratıkların Dabbetü’l-Arz, Yecûc Mecûc, Deccâl vb. gibi halk arasında nasıl konuşulup tariflendiği bilgisini bize hem metin hem de resim olarak sunmaktadır. Dönemin iç dinamiğini anlamaya da ışık tutan bu eser İslam dininin büyük meleklerinin tasvirlerini ve onların görevlerini vurgular biçimde tasvirlenmiş ve metinle de desteklenmiştir. Makalemizin konusu gerçek üstü varlıklar olduğundan, yazmadaki toplam 17 minyatürden 13 tanesi makalemize konu olmuştur. Bu varlıklar Melekler, Deccâl, Yecûc Mecûc, Dabbetü’l-Arz, Miraçta konu olan Burak ve Cehennemdeki çeşitli yaratıklardır. Makelemizde her biri kendi bölümlerinin başlığı altında hem biçim hem içerik açısından detaylı incelenmeye tabi tutulmuştur.Keywords : Minyatür, Ahvâl-ı Kıyâmet, Gerçeküstü Varlıklar