- Medical Research Reports
- Cilt: 7 Sayı: 3
- Febril Nöbet Tanılı Hastaların Demografik ve Klinik Özellikler
Febril Nöbet Tanılı Hastaların Demografik ve Klinik Özellikler
Authors : Saber Ali Ahmed, Nesrin Ceylan
Pages : 133-144
Doi:10.55517/mrr.1517769
View : 18 | Download : 25
Publication Date : 2024-10-31
Article Type : Research
Abstract :Amaç: Çocukluk çağında en sık görülen yaş ile ilişkili, selim ve ateşle ortaya çıkan nöbetler febril nöbetlerdir. Febril nöbetle başvuran hastaların klinik özellikleri (süresi, tipi) ve neden olan enfeksiyon etkenlerinin tetkik edilmesi, ailenin bu konuda bilgilendirilmesi ve hastaların takibi için farklı bölgelerde farklı demografik yapıya sahip topluluklarla yapılan çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu çalışmada çocukluk çağında febril nöbetlerin tanısı ve takibinde önemli olan öykü ve fizik muayene özelliklerinin araştırılması planlanmıştır. Bu çalışmada sonuçlar multidisipliner ekip anlayışı ile değerlendirilerek erken tanı-önleme-müdahale programları geliştirilmesine ve literatüre katkı sağlamak amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışma T.C. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Çocuk Nöroloji Kliniğinde planlanmıştır. Çalışmamız retrospektif nitelikte bir çalışma olup; Aralık 2019-Aralık 2021 tarihleri arasında başvuran ve febril nöbet öyküsü olan tüm hastalar çalışmamıza dahil edilmiştir. Araştırma verilerinin istatistiksel analizleri için IBM Statistical Package for Social Sciences (SPSS), Windows için sürüm 26.0 (SPSS Inc. Chicago, USA) bilgisayar paket programı kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya toplam 165 hasta dâhil edilmiştir. Hastaların yaş ortalaması 25,5±14,7 ay, ortancası 22,0 (3,0-87,0) aydır. Hastaların %10,9’u 30 dakika olarak tespit edilmiştir. Hastaların %58,2’sinde ilk nöbet, %50,3’ünde ikinci nöbet görülmüştür. Postiktal süresi, hastaların %72,7’sinde <5 dakika, %27,3’ünde 5-30 dakika olarak tespit edilmiştir. Hastaların %60,6’sında rekürrens görülmüştür. Nöbet sayısı ortalama değeri 2,4±1,7; ortanca değeri 2 (1-9)’dir. Hastaların toplam nöbet sayısı, %39,4’ünde 1, %21,2’sinde 2, %20,6’sında 3, %6,1’inde 4, %5,5’inde 5, %3,6’sında 6, %1,8’inde 7, %1,2’sinde 8, %0,6’sında 9’dur. Hastaların %31,5’i levatirasetam, %7,9’u valproat, %0,6’sı fenobarbital kullanmaktadır. Hastaların %42,4’üne MRG, %91,5’ine EEG yapılmıştır. Sonuç: Febril nöbetlerin erkeklerde daha sık saptandığı ve en sık üst solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle febril nöbetlerin ortaya çıktığı görülmüştür. Aile öyküsünün ilk febril nöbet ile olan ilgisi kadar rekürrens ile olan ilişkisi de gösterilmiştir. Çocukluk çağının en sık nöbetlerinden olan febril nöbetlerin anlaşılması ve sağlık hizmeti verenlerce iyi bilinmesi hastanın yönetimi, gereksiz tetkiklerden uzak durulması ve ebeveynlerin nöbet sonrasında prognoz açısından bilgilendirilmesi önemlidir. Febril nöbetlerle ilgili çalışmalara bakıldığında retrospektif çalışmaların çoğunlukta olduğu görülmekte, risk faktörlerinin ve febril nöbetlerin meydana gelmesinde önemli faktörlerin ortaya çıkarılmasında sağlıklı çocuklarla başlayan uzun soluklu prospektif çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır.Keywords : Epilepsi, Febril Konvulziyon, Nöbet, Risk Faktörleri