- Milli Folklor
- Vol: 18 Issue: 137
- Aydınlanmanın Araçsal Aklına Karşı Yeni Bir Düşünme Olanağı: Odysseus’a Karşı Salur Kazan...
Aydınlanmanın Araçsal Aklına Karşı Yeni Bir Düşünme Olanağı: Odysseus’a Karşı Salur Kazan
Authors : Erman Kaçar
Pages : 86-97
Doi:10.58242/millifolklor.1062047
View : 16 | Download : 7
Publication Date : 2023-04-04
Article Type : Research Article
Abstract :Aklın tabiat karşısındaki pozisyonu, kültür tarihi boyunca insanlığa dair ileri sürülen hâkim kavrayışlara yön veren temel kriterlerden biridir. Aydınlanmacı akla yönelik eleştirilerini Platoncu geleneği merkeze koymak suretiyle temellendiren Nietzsche’ye göre Batı’nın temel yanılgısı, insanı doğadan ayıran bir şey olduğu düşüncesine dayanan Platoncu ikili karşıtlıklar dünyasından kurtulamamak olmuştur. Adorno ve Horkheimer’a göre bireyin tarihi, onun bu ayrılık fikri karşısında aldığı etik pozisyonlar dolayımıyla yazılmaktadır. Adorno ve Horkheimer, söz konusu geleneği temsil eden ve Batı medeniyetinin yaşamsal kodlarına sirayet eden kültür-tabiat ikiliğinin ilk örneklerinden birinin Homeros’un yarattığı Odysseus karakterinde hayat bulduğunu iddia ederler. Odysseus’un kurnaz tavırları, zafere giden yolda eylendiği sürece meşru kabul ettiği davranışları, doğaya egemen olmayı insan için mutlak yarara indirgeyen kendine özgü bakış açısı, Batı’nın modern aydınlanmacı bireyinin ilk örneği gibi görünür. Aklın, doğa-insan diyalektiğinin ötesinde ele alınmasına yönelik Nietzscheci beklenti ise Horkheimer’ın deyimiyle ‘Batı’nın tescilli gerçekleriyle’ şekillenen Homerik kültürün dışında, tabiata değer atfeden ama bu değerleri tabiatın ona bahşettiği yetenekler dolayımıyla üreterek aklı, tabiat-kültür karşıtlığının momenti olarak değerlendirmeyen bir anlayışa, başka bir düşünsel ve toplumsal evrene dairdir. Bu düşünceye çok yakın bir kavrayışa, Dede Korkut Kitabı’nın on üçüncü boyunda rastlamaktayız. Dede Korkut Kitabı’nın 2019 yılında Prof. Dr. Metin Ekici tarafından bilim dünyasına tanıtılan "Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi” adlı on üçüncü boyu, Batı’nın aydınlanmacı düşünme sistemlerini domine eden Platoncu geleneğin karşısında bizlere bambaşka bir felsefi pozisyonu önermektedir. Bu çalışmada iddiamız odur ki Dede Korkut Kitabı’nda Oğuzların beylerbeyi olarak geçen Salur Kazan, Nietzscheci akıl eleştirisinin ve bu eleştiriden destek alan Adorno ve Horkheimer’ın hedefindeki Odysseus karakterinin karşısında, aydınlanmacı akıl eleştirisinden muaf tutulabileceğini söylediğimiz, kültür tarihinde kaos ile kozmos ikiliğinin ve tabiat ile onun görünüşteki karşıtının yeniden ele alınmasına, aydınlanmacı tutumun baskın motiflerinin karşısında tümüyle farklı bir düşünme geleneğinin tahayyül edilebilmesine olanak tanıyan bir kahraman tipi olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışma boyunca, Odysseus ile Salur Kazan karakterleri arasında kurulan karşıtlığın kuramsal temelleri, çıkış noktasını Nietzsche’nin aydınlanmacı akıl eleştirisinde bulan Adorno ve Horkheimer’ın aydınlanmış birey eleştirisi bağlamında ele alınmıştır. Söz konusu kuramsal tartışmadan elde edilen sonuçlar göstermektedir ki Adorno ve Horkheimer’ın Odysseus karakterini takip etmek suretiyle emek sömürüsü, tabiat istismarı ve kültürel yozlaşma gibi başlıklar altında ortaya koydukları Odysseia okumalarının karşısına, bu eleştirilerin bir karşıt tezi olarak Dede Korkut Kitabı’nda yer alan Salur Kazan karakteri getirilebilir. Eserde Salur Kazan’ın karşılaştığı olağanüstü olaylarda Odysseus’un aksine toplumsal faydayı başa koyan erdemli davranışları ile kültür-tabiat ikiliği karşısında aldığı pozisyonlar, Adorno ve Horkheimer’ın Odysseus karakterine yönelik getirdikleri kuramsal eleştirilerin karşısında yeni bir olanağı temsil eder.Keywords : Adorno, Horkheimer, Odysseus, Dede Korkut, Salur Kazan