- Milli Folklor
- Vol: 17 Issue: 129
- "GÖLGEYE GİRENİN GÖLGESİ OLMAZ.": ETKİLENME ENDİŞESİ MERKEZİNDE MUHARREM VE NEŞET ERTAŞ İL...
"GÖLGEYE GİRENİN GÖLGESİ OLMAZ.": ETKİLENME ENDİŞESİ MERKEZİNDE MUHARREM VE NEŞET ERTAŞ İLİŞKİSİ
Authors : Gökhan Tunç
Pages : 90-97
View : 19 | Download : 13
Publication Date : 2021-03-21
Article Type : Research
Abstract :Abdallık geleneğinin içinde Muharrem ve Neşet Ertaş özel bir konum elde etmişlerdir. Bu bağlamda Muharrem Ertaş, bozlak türünün en önemli isimlerinden biri olarak kabul edilirken Neşet Ertaş "Bozkırın Tezenesi” şeklinde adlandırılarak abdallık geleneğinin son büyük temsilcisi görülmektedir. Söz konusu iki büyük ismin, usta-çırak yanında baba-oğul ilişkisine de sahip olması, iki ozanın etki, etkilenme ve özgünlük açısından değerlendirilmesi gereğini doğurmuştur. Tam da bahsedilen nedenlerden dolayı her iki ozanı, Harold Bloom’un 1973 yılında ortaya attığı etkilenme endişesi kavramıyla değerlendirmek olanaklı hâle gelir. Bloom, bütün edebiyat tarihini yorumladığı bu kavramla, "oğul” olarak konumlandırdığı halef şairle "baba” olarak ifade ettiği selef şair arasındaki etkilenme endişesini ve özgün olma çabasını tartışır. Buna göre halef, yani çocuk konumundaki genç şair, başlangıçta hayranlık ve şükran duyguları beslediği babası konumunda olan seleften etkilenmeyi bir endişe olarak duyumsar ve özgün bir şiir oluşturma uğraşına girer. Babanın otoritesinden kurtulup özgür bir birey ve alternatif bir erk olmak isteyen çocuk gibi genç şair, "kendi babasını doğurmayı” amaçlar. Genç şairin, babasının gölgesinden çıkması ve kendi babasını doğurmasının tek yolu yanlış okumadır. Makalede, Bloom’un şiir üzerinden geliştirdiği kavramsal çerçeve sanatsal boyuta taşınmış ve bu şekilde Muharrem Ertaş ile Neşet Ertaş ilişkisi yorumlanmaya çalışılmıştır. Makale bakımından dikkat çekici olan nokta, Bloom’un halef ve selef arasında varsaydığı mecazi baba-oğul ilişkisinin, Muharrem ve Neşet Ertaş arasında gerçek anlamda da var olmasıdır. Bir başka şekilde ifade edecek olursak Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş’ın hem hakiki hem de sanatsal anlamda babası konumundadır. Neşet Ertaş, yalnızca kendisini değil, çevresindeki birçok kişiyi etkisi altında bırakan güçlü bir baba figürü-nün gölgesinde sanat hayatına başlamış, etkilenme endişesiyle hem metaforik hem de literal anlamda baba figürünün etkisini aşıp özgün bir sanatsal konum elde etmek için büyük çaba göstermiştir. Olgun dönemlerinde bile sanatsal babasının karşısında saz çalmaktan, bilhassa bozlak söylemekten çekindiğini dile getiren Neşet Ertaş, bu makalede "Gölgeye girenin gölgesi olmaz.” sözüyle somutlaştırılan özgünlük uğraşına girmiştir. Bahsedilen çerçevede, her fırsatta babasına sanatsal anlamda duyduğu minneti ifade eden Neşet Ertaş’ın özgünlük yolunda farklılaştığı noktalar ele alınmıştır. İlk olarak bozlak geleneğine sıkı sıkı bağlı olan ve bu geleneğin temsilcisi konumunda olan Muharrem Ertaş’a karşılık Neşet Ertaş’ın türkü alanında büyük bir usta olarak anılmasına dikkat çekilmiştir. Bu durumun, babasının yanında bozlak okumaktan çekinen Neşet Ertaş için fıtratına uygun bir tür bulmanın yanında sanatsal babasından ayrı bir iktidar alanı açmak anlamına gelebileceği iddia edilmiştir. Ayrıca Neşet Ertaş’ın, sanatsal baba figüründen farklı olarak sadece var olan türküleri seslendirmediği, bunun yerine özgün türküler üretme yoluna gittiği vurgulanmıştır. Diğer taraftan, "Kendim aradım, kendime göre buldum.” diyen Neşet Ertaş’ın çaldığı müzik enstrümanlarıyla ilgili yaptığı yenilikler ve bunun özgünlük çabasındaki yeri de makale çerçevesinde sorunsallaştırılmıştır.Keywords : Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş, etkilenme endişesi, abdallık geleneği, baba figürü, bozlak