- Milli Folklor
- Vol: 16 Issue: 125
- KINA GECESİ RİTÜELİNDE ANLAMSAL İŞLEYİŞ: ÇAĞRIŞIMLAR, DÜŞÜNYAPILAR, DÖNÜŞÜMLER
KINA GECESİ RİTÜELİNDE ANLAMSAL İŞLEYİŞ: ÇAĞRIŞIMLAR, DÜŞÜNYAPILAR, DÖNÜŞÜMLER
Authors : Şirin Yilmaz
Pages : 163-176
View : 21 | Download : 94
Publication Date : 2020-03-20
Article Type : Research
Abstract :Geçiş törenleri, insanların içinde bulunduğu durumdan sıyrılarak yeni duruma, yeni hayata, yeni kimliğe erişmelerini sağlamak, kolaylaştırmak, onaylamak amacıyla, topluluğun geniş katılımıyla gerçekleşir. Türk kültüründe kına gecesi ritüeli, geçiş dönemlerinden evlilik törenlerinin bir parçasıdır. Kına gecesi, düğünden bir ya da iki gece önce pek çok yörede gelinin, bazı yerlerde damadın da ellerine, ayaklarına kına yakılarak, nikâhtan öncesi evliliğin resmen ilan edilmesine yönelik bir ritüeldir. Kına gecesi esasen, ilk olarak kadınlardan oluşan topluluğun icra ettiği ritüeli akla getirir. Gelin, ritüelin odağındadır. Orada anne baba evinden ayrılmanın hüznü, yeni evliliğin heyecanı ve neşesi, yeni hayata dair bilinmezlerin endişesine dair karmaşık duygularla bir araya gelmiş grubun dayanışması görülür. Söz konusu duygusal dayanışmanın, olaylar ve anlatılar dizgesinde art arda sergilendiği kına gecesi, bu yönüyle kadın kimliğinin dönüşümü bakımından ilgi çekici bir folklor olayıdır. Ayrıca, bu ritüel aidiyet duygusunu güçlendiren, eğlendiren, geleneksel bilgiyi diri tutan ve kültürel belleğe yerleştiren bir sosyal paylaşım ortamı sağlar. Her folklor performansı gibi kına gecesi de kendine özgü kalıplaşmış bir yapıya, yapı içinde sözel dokuya ve performansın varyantlaşmasını sağlayan farklı bağlam özelliklerine sahiptir. Yapısal dilbilim verilerine yaslanarak söylersek, bir tür kendine özgü/özel dildir. Yazılı bir metnin, başka metinlerle açık veya örtük bağlantılar taşıması metinlerarası ilişkiler; verici ve alıcı arasında belirli bir sürede tamamlanan iletişim süreci de söylemlerarası ilişkiler taşır. Bu perspektifte kına gecesi kendine özgü yapısıyla geleneği, inançları, normları yansıtan ve kurumlaşmış eylemler dizgesi içinde katılımcılara belirli mesajlar verme amacıyla, her performansta tekrarlama, yeniden canlandırma, öykünme, farklı bağlamlarda farklı edimsel eylemler kazanma bakımından ayrıca metinlerarası/söylemlerarası bir düzeneğe sahiptir. Bu makalede kına gecesi metni yapısal olarak, neşeli, ritmik oyun havaları eşliğinde gerçekleşen başlangıç, müzik ritminin düşüp duygusal yoğunluğun yükselerek evliliğin sabitlendiği kına ve yoğunlaşmış duyguların çözülüp müzik ritminin yeniden yükseldiği bitiriş olmak üzere üç kesit halinde incelenmektedir. Performans tutumunun belirleyicisi olarak hem dinsel hem de seküler referanslar eşliğinde gerçekleşen müzikal, sözel ve davranışsal izlekler, grubun sosyal ve dinî eğilimlerine göre ritüelin bağlamını değiştirmekte, yapının ana gövdesini oluşturan her bir kesitinin de yapısını çeşitlendirmektedir. Dolayısıyla bu kesitte ortaya konan söylem birimi, ritüel öznesi olan gelinin ve kimi yerde damadın da bedensel ifadelerinin belirleyicisi konumuna gelerek somutluk kazanır, düşünyapı birimler, kültürel göstergeler üretir. Bu çalışma kapsamında kına gecesi ritüeli, Ankara/Nallıhan’da ve Ankara/Çankaya’da gözlemlenen kına gecesi performansı ve yazılı kaynaklardan elde edilen örnekler üzerinden incelenmiştir. Farklı bağlamlarda sergilenen metinlerin farklı biçemler, anlamlar, izlek örgüleri ürettiği sonucuna ulaşılmıştır.Keywords : folklor, metinlerarasılık, söylemlerarasılık, performans, kına gecesi