Hint Dinlerinde Kötülük ve Şeytan
Authors : Ali Ihsan Yitik
Pages : 21-39
View : 22 | Download : 35
Publication Date : 2003-12-01
Article Type : Other
Abstract :İnsan sahip olduğu düşünme ve muhâkeme yeteneğiyle diğer canlılardan farklı bir varlıktır. Genelde insan için bir üstünlük vasıtası olarak kabul edilen akletme yeteneği aynı zamanda insanı, canlılar dünyasının en kaygılı ve en tedirgin yara-tığı da yapmıştır, denilebilir. Çünkü insan sadece kendini, bugünü ve yakın çev-resini düşünmekle kalmaz, bunun yanı sıra geleceği ve top yekûn insanlığın du-rumunu da merak eder. Özellikle deprem, yangın ve sel baskını gibi doğa fela-ketleriyle karşılaştığında, pek çok suçsuz, masum insanın ölmesi veya zarar görmesi onu ziyadesiyle üzer. Dahası o, bir çok dürüst ve namuslu insan dünya-da yoksulluğun ve izah edilemez bir sefâletin pençesinde kıvranırken, kötü ve sahtekar insanların dünyada mutlu ve rahat bir hayat sürmelerini mutlak iyi ve adil bir Yüce Tanrı’nın varlığıyla bağdaştıramaz. Zaman zaman ateist olduğunu veya hiçbir dine inanmadığını söylese de her zaman sıkıntılı ve kaygılıdır. Bun-dan dolayı kötülük ve kötülüğün kaynağı problemi, bütün dinlerin üzerinde durduğu ortak konulardan biridir. Kötülük bazen top yekun inkar edilmiş, bazen de onun bir imtihan aracı olduğu ve sabredenlerin sonuçta büyük kazançlar elde edeceği ileri sürülmüştür. Bazen de İstenmeyen durumların ya insanın iradi ey-lemlerinin kaçınılmaz bir sonucu olduğu ya da Yüce Tanrı’nın kontrolü dışındaki Ehriman, asura veya demonlar gibi mahiyetleri itibariyle kötücül var-lık/varlıkların eseri olduğu iddia edilmiştir. Ancak kötülüğün kaynağı konusunda ortaya atılan bu çözüm tarzlarından hiç biri nihai noktada herkesi tatmin et-memiştir. Bundan dolayı kötülük problemi dün olduğu gibi bugün de din ve dü-şünce sistemlerinin hararetle tartıştığı bir konu olma özelliğini sürdürmüştür, şüphesiz yarın da sürdürecektir. İşte bu yazıda Hinduizm ve Budizm’in konuya yaklaşım tarzı ve izahı ortaya konulmak istenmiştir. Sonuçta, Hinduizm’in Vedalar döneminde kötülük, bazen İndra ve Varuna gibi iyicil tanrıların öfkesinin sonucu bazen de asuralar, dasyular, raksalar ve piçakalar gibi değişik isimlerle anılan insanlara düşman olan mitolojik varlıkların eseri olarak kabul edilmektedir. Upanişadlar döneminde ise, insanın karşılaştığı her türlü olumsuzluğun kaynağı avidyadır, yani bireyin gerçek hakkındaki cehâletidir. Budizm’de ise her türlü dünyevi kötülük, Mâra’nın eseridir. Mâra ise, Budist kutsal literatür-de bazen nirvana yolcularının karşılaştıkları ve yenmeleri gereken her türlü fi-ziksel ve psikolojik zorluk anlamında soyut bir kavram bazen de kişiyi sevdikle-rinden ayıran ölümün antropomorfik ve sembolik anlatımı olarak görülmektedir. Bazen de semitik dinlerdeki Şeytan/Satan’ın Hint versiyonu şeklinde karşımıza çıkmaktadır.Keywords :