TÜRKİYE’NİN AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİNDE KIBRIS SORUNU
Authors : Özlem Tan
Pages : 40-47
View : 14 | Download : 8
Publication Date : 2016-07-01
Article Type : Research
Abstract :Kıbrıs Adası stratejik bir konumdadır. Orta Doğu, Orta Asya ve Kafkaslardaki enerji kaynaklarının dış dünyaya bir konumdadır. Orta Doğu’da etkili olabilmek için önemli bir sıçrama tahtası pozisyonundadır açılmasını sağlayan. Ada, Güneyden Akdeniz’e emniyetli bir şekilde inmek, bölgedeki deniz ulaşımını kontrol altında tutan karasuları, kıta sahanlığı ve hava sahasının kontrolü ve stratejik savunma derinliği açısından Türkiye için de oldukça önemli bir bölgededir. 1960 yılında oluşturulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yapısı adada ki Rumların ve Türklerin büyük oranda işlerini, varlıklarını kendilerinin düzenlemeleri ve ayrı varlıklarını korumaları esasına dayanan bir arada yaşamayı öngören bir yapıydı. Fakat Rumların, bu hakkı reddetmesi ve buna yönelik şiddet uygulamaları nedeniyle bu formül bozulmuştur Kıbrıs sorunudur. AB Kıbrıs sorununu üyelik için bir koz olarak kullanmaktadır. AB,2004 yılında Güney Kıbrıs Rum Kesimini tam üye yaparak hem uluslararası hukuka aykırı . Kıbrıs Türk toplumunun anayasada öngörülen ve Garanti anlaşmasında teminat altına alınan birlikte belirleme hakkından soyutlanması, onların bir federal devlet oluşturulması beklentisiyle self- determination hakkına istinaden önce Kıbrıs Türk Federe devletinin ilanına, arkasından 1983’de bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Devleti’nin ilanına zemin hazırlamıştır. KKTC’nin varlığından ve adadaki oluşan durumdan dolayı yaklaşık 35 yıla yakın bir zaman sükunet sağlanmıştır. Son yıllardaki çekişmeli durum ise gerek Türkiye’nin gerekse Kıbrıs’ın AB ile olan ilişkilerinden kaynaklanmaktadır. Türk Dış Politikası’nın soğuk savaş sonrası oluşan en önemli gündem maddelerinden biride AB’ye tam üyeliktir. Fakat AB tarafından Türkiye’ye üyelik için öne sürülen engellerden biride davranmış hem de Kıbrıs sorununu daha da çıkmaza sürüklemiştir. Güney Kıbrıs Rum Kesimininin AB’ye tam üyeliği ile AB’nin Türkiye’ye yönelik baskı politikası giderek artmış ve Kıbrıs sorununun çözümünü bir müzakere silahı olarak kullanmıştır. AB, Kıbrıs sorununa yaklaşımında tarafların kimlik, güvenlik ve egemenlik konularında yumuşak güç unsurlarını yeterince devreye sokamamış, taraflar arasında denge ve tarafsızlık gözetmemiş, iki toplumlu projeler üretmemiş ve sorunun çözümünü Türkiye’ye yıkmıştır. Türkiye daima Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin arkasında durmaktadır. Kıbrıs sorunu Türkiye’nin güvenlik ve güvenilirliğini ilgilendiren bir konudur.Keywords : Kıbrıs Adası, Kıbrıs Sorunu, Avrupa Birliği, Stratejik Önem.