Samuel Beckett’in Godot’yu Beklerken İsimli Eserinde Varoluş-Zaman İlişkisi
Authors : Rabia Dirican
Pages : 196-210
Doi:10.38060/kare.1026529
View : 20 | Download : 8
Publication Date : 2021-12-31
Article Type : Research
Abstract :Samuel Beckett’in ‘absürt tiyatro’ olarak sınıflandırılan eseri Godot’yu Beklerken, Godot gibi bir belirsizliği ve Beklemek gibi gelecek zamana ait, ancak şimdide gerçekleştirilen bir eylemi adında gizlemektedir. Bu iki gizin yan yana gelmesiyle oluşan başlık, oyunun varoluş ile zaman arasındaki görünmez bağın peşine düşeceğini işaret eder. Nitekim oyunda zamanın bazen bir yanılgı olduğu hissi uyandırılmış, bazen de ufak değişimlerle ağır aksak da olsa ilerlediği hissettirilmiştir. II. Dünya Savaşı’nın yol açtığı kitlesel bezginlik amaçtan, anlamdan, coğrafyadan, geçmişten ve dahi gelecekten münezzeh bir bekleyişi sahneye getirmiştir. Yaşanan küresel kırgınlık, bir yandan yaşama sevincini törpülemiş, bir yandan da her şeyin sil baştan sorgulanması ihtiyacı uyandırarak yeni bir hikâyenin habercisi olmuştur. Godot’yu Beklerken, tarihin böyle bir kesitinde, çıplak hakikatle yüzleşmenin getirdiği yıkımın içerisinden çıkmış bir eserdir. Samuel Beckett, bu eserinde ortalama üççeyrek asırla ifade edilen insan ömrünü iki perdelik bir oyunla anlatmaktadır. Dünün, bugünün ve yarının birbirinden farklı olmadığı gerçeği ısrarla düşündürülen oyunda ‘ömür’ olarak ifade edilen sürenin adeta bir yanılsama olduğu hissi uyandırılır. İnsan ömründe acımasız bir şekilde işlediği zannedilen zaman, bu oyunda kendini kaybetmiş durumda, avare ve bitap bir tasvirle zihinlerde belirir. Hareketin iki bileşeni zaman ve mekân, insan zihniyle artık tanınmayacak derecede anlam kaybına uğratılmıştır. Yapılan tek hareket ‘beklemek’; zaman yalnızca ‘şimdi’, mekân ise daima bir ağacın altıdır. Diyaloglar saçma gibi görünmekle beraber zaman, mekân ve hareketin sabitliği bakımından oyun kendi içinde tutarlıdır. Saçma, belki de zamana tabi olmamanın verdiği bir saçmalıktır. Karakterler -mümkün görünmese de- zamandan çıkararak onu dışarıdan seyredecek bir konum almışlardır.Keywords : Godot'yu Beklerken, Samuel Beckett, Varoluşçuluk, Edebi-Felsefi Eser, Zaman Algısı