-
Authors : H. Bayram Soy
Pages : 181-209
Doi:10.17782/ka.27705
View : 11 | Download : 6
Publication Date : 2015-03-23
Article Type : Research
Abstract :19. yüzyılın ortasından itibaren toprak bütünlüğü Büyük Güçlerin teminatı altına alınan Osmanlı Devleti, İngiltere ile Rusya’nın Yakın Doğu’daki mücadelesinin arasında kaldı. İngiltere, Rusların güneye doğru ilerleyerek Boğazlardan Akdeniz’e girme teşebbüslerine, Osmanlı toprak bütünlüğünü korumaya çalışarak cevap verdi. 1877-1878 Osmanlı- Rus Savaşı’nda Osmanlılar yenilip Ayastefanos Antlaşması’nı imzalamak zorunda kalınca, Balkanlardaki yeni durumdan rahatsız olan İngiltere, Berlin’de bir konferans toplayarak, bu antlaşmayı Berlin Antlaşması ile tadil etti. İngiltere bunu yaparken, Osmanlı Devleti’nin değil, kendi çıkarlarını gözetti. Benzer bir durumda, 1945’de SSCB Türkiye’den Boğazlardan bir üs ve kuzeydoğu sınırlarında da düzenleme isteyince, Türkiye’deki eski "Rus korkusu” tekrar canlandı ve Sovyetlere karşı özellikle ABD’nin güvenlik şemsiyesi altına girme arayışlarını doğurdu. Bu dönemde, Britanya İmparatorluğu’nun hâkimiyet alanını miras alan ABD için de Boğazlar son derece önemliydi. Aynı İngiltere gibi o da, bu defa SSCB’nin, Boğazları geçerek Akdeniz’e nüfuz etmesini istemeyecekti. Fakat Türkiye ABD’nin bu hassasiyetini dikkate almayarak, pekâlâ ödememesi mümkün bedelleri de ödeyerek, ABD’den malî ve askerî destek aldı ve onun güvenlik şemsiyesi altına girdi. Türkiye’nin Batı ittifakına girerek ödediği bedeller ile bu ittifakın getirdiği güvenlik ve ekonomik kazançlar, eşdeğer ve birbirini dengeleyen bir durumda olmadı. Hâlbuki 1878’de İngiltere nasıl Rusya’nın Boğazları tehdit eder konuma gelmesine kendiliğinden müsaade etmediyse, 1945’de de benzer bir tehdide ABD ve müttefiklerinin izin vermeyeceği açıktı. Çünkü siyasî şartlar ve ülkeler değişse de, jeostratejik konum değişmez.Keywords : Osmanlı Devleti, Türkiye, Rusya, SSCB, Boğazlar