Züheyr b. Ebî Sülmâ’nın Muallakası ve İhtiva Ettiği Hikmetli Sözler
Authors : Yaşar Seracettin Baytar
Pages : 1-37
Doi:10.52886/ilak.1103503
View : 11 | Download : 9
Publication Date : 2022-06-30
Article Type : Research
Abstract :Bu çalışma, Câhiliye döneminin önde gelen şairlerinden Züheyr b. Ebî Sülmâ’nın hayatı, muallakası ve şiirlerinde yer alan hikmetli sözler hakkındadır. Çalışmada şairin hayatı ve yetiştiği edebî çevre hakkında kısaca bilgi verildikten sonra Türkçe tercümesiyle birlikte yer verilen muallakası, şekil ve muhteva bakımından incelenmiştir. Çalışmanın devam eden bölümünde "hikmet” kavramı hakkında özet olarak bilgi verildikten sonra şiirlerinde hikmetli sözlere yer veren muallaka şairlerinden seçkiler sunulmuştur. Çalışmanın sonunda ise Züheyr’in muallakasındaki hikmetli sözler içeren beyitler, müstakil olarak değerlendirilmiştir. Züheyr’in kasîdesinin de içinde bulunduğu muallakalar, taşıdıkları edebî değerin yanı sıra, ihtiva ettikleri hayata dair özlü ve veciz sözler yönüyle de klasik Arap şiirinin şaheserlerinden sayılmışlardır. Uzun hayat tecrübesi, analitik gözlem, tefekkür ve genel toplumsal kabullere dayanan söz konusu özlü sözlerden oluşan hikmetli ifadelere şairin muallakasında çokça rastlamak mümkündür. Eski Arap şiirinin hemen hemen her mevzusunda şiirleri bulunan Züheyr’in şiirleri arasında medih temalı kasîdeler daha fazla yer tutmaktadır. Nitekim şairin en önemli kasidesi olan muallakası da bunlardan biri olup, ‘Abs ve Zübyân kabileleri arasında uzun yıllar süren bir savaşı sonlandıran Herim b. Sinân ile el-Hâris b. ‘Avf’ın medhi hakkındadır. Züheyr’in, klasik Arap şiir geleneğine uygun olarak inşa ettiği altmış iki beyitlik kasidesi, dört ana bölümden oluşmaktadır. Şiirin ilk on beş beyitten oluşan birinci bölümü, sevgilinin bir zamanlar yaşadığı yurdun kalıntılarının özlem ve hasretle anılmasıyla başlamaktadır. Şair, nesîb diye de adlandırılan bu bölümde engin müşahede gücünü ve üstün ifade kabiliyetini gösteren detaylı tasvirler eşliğinde sevgilisinden geriye kalan harabeleri ve bunların içerisinde bulunduğu tabii çevreyi duygusal bir dille anmaktadır. Şair, kasidesinin dokuz beyitlik ikinci bölümünde ise yukarıda değinilen savaşın sonlanmasında aktif rol oynayan Herim b. Sinân ile el-Hâris b. ‘Avf’a yönelik samimi övgülerine yer vermiştir. Kasîdenin ana omurgasını oluşturan bu bölüm, içerdiği yemin ve dua muhtevalı beyitlerle şairin hanîflik inancına dair önemli ipuçları sunduğu gibi ihtiva ettiği tarihî bilgilerle de ön plana çıkmaktadır. Kasîdenin yirmi beyitlik üçüncü bölümünde ise şair, uzun hayat tecrübesinden ve bilge kişiliğinden izler taşıyan hikmetli beyitleriyle zikri geçen savaşın taraflarına etkili uyarılarda bulunmakta, onları akıl ve sağduyu yoluyla barışa ikna etmeye çalışmaktadır. Bu cümleden olmak üzere şair, mensubu olduğu hanîflik inancına dair ahlaki ve itikadî ilkelerden bazılarını hikmet formatında dile getirerek bunları, muhataplarını ikna etmede bir araç olarak kullanmaktadır. Muallaka şairleri içerisinde hikmet içerikli beyitlere muallakasında en fazla yer veren ve bu sebeple "şairlerin bilgesi” veya "şairlerin kadısı” unvanıyla anılan Züheyr, muallakasının son bölümünü evrensel ahlaki değerleri ve insanî erdemleri konu edinen hikmet içerikli beyitlerle şekillendirmiştir. Söz konusu hikmetli sözler, toplumun ortak aklını yansıtması, dinleyicilerin duygu dünyalarına tercüman olması, genel anlamda tecrübe edilmiş doğruları veciz bir şekilde dile getirmesi sayesinde toplum tarafından benimsenmiş ve nesilden nesile aktarılmıştır. Züheyr’in muallakasındaki hikmetli sözler çerçevesinde şekillenen bu çalışmanın genel olarak Câhiliye şiirine ve özel olarak da diğer muallaka şiirlerine ilgi uyandıracağı ümit edilmektedir.Keywords : Arap Şiiri, Câhiliye Şairi, Muallaka, Züheyr, Hikmet