Folk Medicine, Folk Healing
Authors : Mustafa Sever
Pages : 181-192
Doi:10.19060/gab.60453
View : 22 | Download : 20
Publication Date : 2015-12-17
Article Type : Other
Abstract :Halk tıbbı ve halk hekimliği, binlerce yıldır tecrübe edilerek geniş ve açık şekilde öğrenilmiş, yararlanılmış ve sözlü aktarım yoluyla sonraki nesillere bilgisi ve uygulamaları aktarılmış, düzenlenmiş bir sistem olarak tanımlanabilir. Diğer yandan hayli gizli, mistik ve son derece mahalli de olabilir. Halk tababeti, geleneksel hekimlik uygulamaları, ilk insanların tabiat olayları karşısındaki reaksiyonları ve ilişki halinde oldukları toplulukların hekimlik uygulamalarıyla kendi uygulamalarını karşılaştırma, alış-veriş şeklinden doğmuştur. Uygulamaların şekillenmesinde sihrin (büyü) rolü büyük olmuştur. Halk hekimliği, toplumların mitik dönemden başlayarak günümüze kadarki süreçte maddî ve manevî rahatsızlıklara karşı geliştirdikleri çözümler bütünüdür. Halk hekimi ise, toplumun bu yönde maddî ve manevî yönden en bilgilisi ve kendisine en fazla saygı duyulanıdır. Bu kişi, hastalıkları, rahatsızlıkları, dolayısıyla bu rahatsızlık ve hastalıkların kökenini teşhis etme ve tedavi önerme iktidarında ve gelenekten edindiği bilgi ve uygulamalarla rahatsızlığın, hastalığın tedavisine yönelik çeşitli ilaçları kullanma veya pratikleri uygulama becerisine sahiptir. Türkler, zengin ve derin kökleri olan bir kültüre sahiptir. Türk halk tıbbı ve halk hekimliği, değişik kültürel kaynaklardan beslenerek günümüze kadar gelmiş zengin bir yapıyı içerir. İslâmiyet öncesinde Türkler, hastalıkların ak ve kara iyelerle, ruhlarla aralarının bozulmasından, onları gücendirdiklerinden veya kızdırdıklarından ileri geldiğine inanıyorlardı. Böylesi bir inanç ortamında göz ile görülebilen, maddî sebeplerle meydana gelen hastalıklar, genel olarak yöredeki bitki, maden ve hayvanlardan elde edilen ürünlerden veya bunların terkibiyle meydana getirilen ilaçlarla tedavi ediliyordu. Diğer yandan gözle görülemeyen ve sebebi ruhlara, iyelere bağlanan rahatsızlıklarda ise, kamlar tedaviyi üstleniyor; uyguladıkları çeşitli sihir ve büyülerle rahatsızlığı gideriyorlardı. Kamların bu özellikleri, Anadolu’nun pek çok yerinde "ocak” veya "ocaklı” adıyla bilinen insanların özellikleriyle kimi noktalarda örtüşmektedir. Çeşitli yörelerde görüştüğümüz ocak/ocaklı insanların verdikleri bilgilere göre, ocak veya ocaklı olan insan, yaptığı uygulamalar, tedaviler öncesinde veya sonrasında belli bir ücret talep etmemekte, dolayısıyla da hasta ve ocaklı arasında herhangi bir pazarlık söz konusu edilmemektedir. Bu çalışmada Türk kültüründeki halk tıbbı ve halk hekimliği tanıtılacak ve değerlendirilecektir.Keywords : Halk tıbbı, halk hekimliği, hekimler, sözlü kültür, eski Türkler