Fârâbî’nin Çokdilliliği ve Kopula
Authors : Fatma Dore
Pages : 1075-1093
Doi:10.37697/eskiyeni.1463763
View : 101 | Download : 179
Publication Date : 2024-09-30
Article Type : Research
Abstract :Kopula, bağ, rabıta, ilişki anlamlarına gelen ve bir önermede yüklemi özneye bağlayan, mantıkta yargı bildiren, dilsel birim olarak tanımlanmaktadır. Hint-Avrupa dillerinin çoğunda en önemli kopula İngilizce’de to be veya Fransızca’da être gibi olmak anlamına gelen bir fiil mastarıdır. Aristoteles’in dili Antik Yunanca’da olmak, üçüncü tekil şahsı ἐστί (esti) olan ve Türkçe’de -dir anlamına gelen εἰμί (eimi) fiilinin mastarı είναι (einai) sözcüğüdür. Mantık çalışmalarında Aristoteles’i takip eden Fârâbî aslen, bugünkü adıyla Kazakistanlı olup, dönemin ilim anlayışına uygun olarak eserlerini Arapça yazmıştır. Sami dil ailesinin bir parçası olan Arapça’da söz konusu bağ anlamı çok iyi aktarılsa da aleni bir kopula yoktur. Bu temelde, Aristoteles’in daha önceki çevirmenleri kopula terimini tercüme etmek için çözüm üretmeye ihtiyaç duymuş ve bu doğrultuda هو (hüve) ya da الموجود (mevcut), cümle içinde “mevcut”un da kendisinden türemiş olduğu الوجود (vücut)tan çekilen يوجَد (yûced), terimlerini önermişlerdi. Aristoteles’ten ilhamla, mantığın apaçık sergilenebilmesi için kopula kullanımına ihtiyaç olduğunu savunan Fârâbî, açık bir şekilde bunlardan ikincisini tercih etmiştir. Onu bu seçime yönelten şey çok dilliliği ve etnik kökenidir. Zira ana dili Türkçe’den başka Arapça ve yanı sıra Hint-Avrupa dillerinden Soğdca ve Farsçaya dair bilgisi, Farsça’daki بودن (bûdan) ile Aristoteles’in είναι sözcüğünün aynı olmak fiili kökeninden geldiğini kavramasını sağlamıştır. Aynı anlam, Türk dillerinde bu tarz bir fiil aracılığıyla değil, ancak modern Türkçe’de hem var olma hem de mevcut olma anlamını taşıyan bir yüklem olan var sözcüğü ile ifade edilir. Dolayısıyla, Fârâbî’nin ilgisini ilk çeken şeyin “yûced” ile ana dili Türkçe’deki “var” arasındaki benzerlik olduğu ve söz konusu kopula seçiminin onun Türk kökenli oluşundan kaynaklı doğal bir yönelimle gerçekleştiği düşünülmektedir.Keywords : İslam Felsefesi, Aristoteles, Mantık, Tercüme Hareketi, Farsça