Râvilerin Yalanından Tövbesi ve Rivayetlerinin Durumu
Authors : Hasan Küçükosman
Pages : 1199-1221
Doi:10.37697/eskiyeni.1463333
View : 277 | Download : 171
Publication Date : 2024-09-30
Article Type : Research
Abstract :Yaşadığı toplumda “Emîn” olarak bilinen Hz. Peygamber ilahî yasaların nesiller boyunca nakledilmesi amacına binaen yalan ile Müslümanlığın yan yana gelmeyeceğini haber vermiştir. Özel anlamıyla hadisleri nakleden kimselerin yalan başta olmak üzere günahlardan uzak hatta yaşadığı örfe uygun kişiliğinin olması şart koşulmuştur. Bu konuda bir eksikliği olan kimsenin rivayeti sıhhat derecesinin altına düşerken daha sonra tövbe eden kimselerin durumu tartışılmıştır. Yalanın dışında kalan günahların tövbe ile affedileceği ve râvinin eski haline döneceği belirtilirken özellikle Hz. Peygamber adına yalan söyleyen kimsenin durumu ayrı tutulmuştur. Konu hakkında genel görüş tövbe etmiş olsa bile böyle kimselerden ebediyen hadis alınmayacağı şeklindedir. Bu tür kimselerin şahitliği kabul edilirken rivayetlerinin reddedilmesi hadis naklinin ümmeti ilgilendiren bir mesele olmasından kaynaklanır. Zira şahitlikte yalan söylenilmesinin etkisi sınırlı kalırken uydurma rivayet nakleden kimsenin zararı çok daha büyüktür. Buradan hareketle tövbenin Allah ile kul arasında olduğunu söyleyen hadis âlimleri Hz. Peygamber’e bir kere dahi olsa yalan söyleyenin tövbesini şüpheli kabul etmektedir. Belli noktalarda rivayetten farklılık arz eden şahitlik hususunda da ebediyen şehâdeti reddedilen kimselerin olduğu fıkıh âlimleri tarafından dile getirilmiştir. Bir kısım âlimler ise rivayet ve şehâdetin tövbe ile mutlak olarak kabul edileceğini söylemiştir. Ancak zikrettiğimiz mesele hadis usulü eserlerinde teorik olarak incelenmiş pratik yönü dikkate alınarak müstakil bir çalışma yapılmamıştır. Konu hakkında delil olacak çok az râvi bulunması, meselenin rivayet ve şehâdet hususları ile detaylanması farklı görüşlerin ortaya atılmasına sebep olmuştur. Bundan dolayı araştırmamızda hem usul âlimlerinin iddiaları hem de tövbesi bakımından râvi ve şâhidler incelenerek mesele ele alınmıştır. Sonuç olarak ise hadis âlimlerinin cerh sebeplerinde ittifak etmemeleri ve meselenin içtihâdî olması sebebiyle râvilerin günahından tövbe etmeleri temizlenmelerine sebep olduğu görülmüştür. Ancak Hz. Peygamber adına bir kere dahi olsa yalan uyduranlar bu konuda istisna edilmiştir ki bu da ulemânın genel görüşüdür.Keywords : Hadis, Fıkıh, Râvi, Rivayet, Şehâdet