Halku’l-Kur’ân Fikrinin Ebû Hanîfe’yle İrtibatlandırılması Sorunu
Authors : Hakan Atalay
Pages : 1121-1149
Doi:10.37697/eskiyeni.1463108
View : 314 | Download : 242
Publication Date : 2024-09-30
Article Type : Research
Abstract :Kur’ân’ın yaratılmışlığı (halku’l-Kur’ân) konusunda Ebû Hanîfe’ye birbirinden farklı iddialar atfedilmektedir. Bazı kaynaklarda onu bu fikri ilk ortaya atan kişi olduğu, vefat ettiğinde bu fikir üzere olduğu gibi iddialar mevcuttur. Diğer bazı kaynaklarda ise bilakis onun hiçbir zaman bu fikri savunmadığı, hatta bu konuda tartışılmaması gerektiği yönünde telkinlerde bulunduğu nakledilir. Ona nispet edilen bazı eserlerde onun bu konu hakkında herhangi bir görüşü yer almazken, diğer bazı eserlerde mana ile telaffuz ve okunuş arasında ayrım yaptığına dair fikirler yer almaktadır. Sonraki dönemlerde yazılan Hanefî-Mâtürîdî eserlerde ise bu kelâmî mesele hakkında görüş belirtilirken, bu konuda Ebû Hanîfe’ye dair herhangi bir atfa rastlanılmamaktadır. Bununla birlikte, farklı mezhebî oluşumlar arasında bir kesim Ebû Hanîfe’yi bu görüşle suçlayıp ötekileştirirken, onu Ehl-i Sünnet çizgisinde değerlendiren diğer Hanefî ve Sünnî kesimler ise onu bu görüşten arındırma çabası içerisinde olmuşlardır. Bu makalemizde halku’l-Kur’ân meselesinde Ebû Hanîfe’ye isnat edilen görüşleri tarafsız bir bakış açısıyla analiz ederek literatüre katkı sunmayı hedeflemekteyiz. İslâm Mezhepleri Tarihi disiplininin yöntemlerini esas alan araştırmamız, fikirleri tarihsel bağlamıyla birlikte ele alarak değerlendiren bir yaklaşımla yürütülmüştür. Bu doğrultuda halku’l-Kur’ân fikrinin ortaya atıldığı zaman diliminden itibaren tarihsel süreçteki gelişimini dikkate alan bir yöntem benimsenmiştir. Ayrıca ilgili rivayetleri aktaran şahısların sosyo-kültürel ve mezhebî aidiyetlerini de dikkate almak, yöntem açısından hassasiyet gösterdiğimiz hususlardan biridir. Halku’l-Kur’ân fikrinin mihne sürecinde bazı Hanefî şahıslar tarafından benimsenmiş olması, bu fikrin Ebû Hanîfe’ye nispet edilmesinde etkili olmuş olmalıdır. Bu bakımdan Kur’ân’ın yaratılmışlığı konusunda ona birbirinden çelişkili rivayetler atfedilmesinin, büyük ölçüde geçmişe dönük bir inşa faaliyetini yansıttığı söylenebilir. Ne Kur’an hakkında mana ve telaffuz açısından ayrım yapanları Lafziyye olarak anarak Cehmîlikle itham eden Hanbelî çevre, ne de söz konusu ayrımı benimseyen Buhârî ve İbn Kuteybe gibi diğer Ashâbü’l-Hadîs’ten isimler, bu ayrımın Ebû Hanîfe tarafından benimsenmiş olduğuna dair herhangi bir irtibatlandırma yapmışlardır. Bu durum, söz konusu ayrımın Ebû Hanîfe tarafından yapıldığı iddiasına şüpheyle yaklaşmamızı destekler niteliktedir. Genel olarak makalemizde yer verilen birbirine zıt iddiaları manidar kılan esas husus ise, Ehl-i Sünnet içerisinde Ebû Hanîfe’yi dışlayan (özelde Hanbelî Hadis Taraftarı) kesimler ile onu savunan (Eş‘arî ve Maturidîler gibi) zümreler arasındaki çekişmeyi resmetmesidir. Diğer taraftan kelâma ilgi duyarak Mu‘tezile’ye yakın olan Irak Hanefîleri bu fikrin Ebû Hanîfe’ye nispet edilmesinde etkili olurken; buna karşın Ehl-i Hadîs’e daha yakın bir tutum sergileyen özellikle Mâverâünnehir Hanefîleri ise Mu‘tezilî karşıtı tutumlarına bağlı olarak söz konusu fikrin ona nispet edilmesine karşı durmalarıyla öne çıkmaktadır.Keywords : İslâm Mezhepleri Tarihi, Kelâm, Ebû Hanîfe, Halku\'l-Kur\'an, Hanefîlik, Ehl-i Sünnet