Tecâhulu’l-Ârif: Kronolojik Geçmişi, Terimleşme Süreci, Üslûbu ve Amacı
Authors : Metin Parildi
Pages : 265-302
Doi:10.28949/bilimname.1054080
View : 16 | Download : 10
Publication Date : 2022-04-30
Article Type : Research
Abstract :İki kelimeden oluşan bir terkip olan tecâhulu’l-ârif, "bilmemek” anlamındaki cehl kökünden tefâul formunda türetilmiş bir mastar olan ve "bilmezlikten gelmek, kendisini bilmiyormuş gibi göstermek” anlamına gelen tecâhul ile "bilen” anlamında ismu’l-fâil olan ârif kelimelerinden yapılmış ve "bilen bir kimsenin, bilmezlikten gelmesi” anlamına gelen bir isim tamlamasıdır. Arap belagatında ise: "Bir nükteden (espriden, amaçtan) dolayı bilinen bir şeyin bilinmeyen şeklinde sunulması, söylenmesi” şeklinde kısaca tarif edilen bir bedî sanatıdır. Daha kapsamlı bir tarifi şöyle yapılabilir: Sözü kuvvetlendirmek amacıyla, şiirde, nesirde ve konuşmada kınama, şaşkınlık, iğneleme, aşağılama, abartılı övme, abartılı yerme, abartılı yüceltme, aşk yüzünden aklı başından gitme, muhatabı itirafa zorlama, muhataba yakınlık sağlama gibi bir nükteye (amaca, espriye) dayanarak, bilinen bir hususun bilmiyormuş edasıyla sorulması ya da ifade edilmesi sanatıdır. Sistematik belâgatta bedî disiplini içinde yer alan tecâhulu'l-ârif sanatı aynı isimle veya farklı isimlerle ya da bu sanatın kapsamı içine giren örnekler, bazı kaynaklarda kimi zaman meânî disiplini içerisinde yer almıştır. Bu sanat, tecâhulu’l-ârif ve mezcu’ş-şekk bi’l-yakîn, et-tecâhul, et-teşekkuk, sevku’l-maʿlûm mesâka gayrih, irhâu’l-ʿinân, el-iʿnât gibi çeşitli terimlerlerle ifade edilmiş olsa da bunlar arasından tecâhulu’l-ârif terimi zamanla genel kabul görmüş ve sistematik Arap belagatının bedîʿ disiplini içinde yerini almıştır. Bu sanatı isimlendirme problemindeki temel unsurlardan birinin Kur'ân-ı Kerîm’e gösterilen saygı olduğu düşünülmektedir.Keywords : Arap Dili ve Belagatı, Bedi, Tecahulu’l-Arif, İstifham