- Bilimname
- Vol: 2018 Issue: 36
- Yakın Dönem Bir Nakşî-Hâlidî Şeyhi Portresi: Kaşıkçı Ali Rıza Efendi (1883-1969)
Yakın Dönem Bir Nakşî-Hâlidî Şeyhi Portresi: Kaşıkçı Ali Rıza Efendi (1883-1969)
Authors : Ali Çoban
Pages : 609-648
Doi:10.28949/bilimname.450284
View : 20 | Download : 10
Publication Date : 2018-10-31
Article Type : Research
Abstract :Bu makalenin konusunu bir Nakşî-Hâlidî şeyhi olan Kaşıkçı Ali Rıza Efendi (1883-1969) oluşturmaktadır. Osmanlı’nın son dönemi Hâdim ve Konya medreselerinde eğitim görmüştür. 1920 sonrasında ise Tasavvuf yoluna intisap etmiştir. Sayıca fazla olmasa da eserler vermiş olan Ali Rıza Efendi bunları, "terk-i diyâr” diye ifade ettiği Medîne’ye göç etmesinden sonraki ikāmeti esnâsında yazmıştır. Müellefâtı ağırlıklı olarak manzûmdur. Mensûr eserlerinin içerisinde de çok sayıda şiir yer alır. Ali Rıza Efendi’nin hayatındaki dönüm noktalarından birisi Menemen hadisesidir. Kaşıkçı’nın şeyhi Erbilli Esad Efendi’nin merkezinde yer aldığı iddia edilen hadise, tüm memleket sathındaki Nakşîleri etkilediği gibi Kaşıkçı’yı da etkilemiştir. Bu olay sonucunda hapse atılmış ve memleketi terk etmek zorunda kalmıştır. Kaşıkçı, Batılılaşma yönündeki Türk Modernleşmesi’ne tepkilidir. Frenkleşme, Frengistan’ı taklit şeklinde adlandırdığı batılılaşmayı; dînî terminoloji ile "âdât-ı küffâr” ve "bid‘at” diye ifade ederek muhalefetini dile getirmiştir. Bunun temelinde ise dönüşümlerin şeriata aykırı olduğu düşüncesi vardır. Nakşîliğin şeriat konusundaki hassasiyeti burada temâyüz etmiştir. Ali Rıza Efendi, tanığı olduğu değişimler hakkında olumsuz kanâatinin sonucu olarak yaşadığı zaman dilimine dâir yaklaşımı da son derece olumsuzdur. Onun kötümser yaklaşımı sadece Anadolu hakkında değil özelde İslam Dünyası genelde ise dünyanın tamamına dâirdir. Kıyâmeti beklediğini gösteren ifadeler eserlerinde yer alır. Zira ona göre nizâm-ı âlem bozulmuştur. Kaşıkçı’nın batılılaşma muhâlefetinin arka planında, bunların şeriata aykırı olduğu düşüncesi ile insanın yaratılış gâyesine dâir farklı bakışı yatmaktadır. İnsanın yaratılış gâyesini "marifet-i ilâhiye” olarak tespit edip önündeki en büyük engeli de "dünya sevgisi” olarak tayin edince doğal olarak sekülerizm ve lâiklik şeklindeki dünyevîleşme çabaları kendisi için bir muhâlefet sahası olarak ortaya çıkmıştır.Keywords : Tasavvuf, Kaşıkçı Ali Rıza Efendi, Nakşibendî-Hâlidîlik, Batılılaşma/Frenkleşme