- Akdeniz Sanat
- Vol: 13 21. Uluslararası Ortaçağı ve Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştımaları Sempozyumu Bildirileri
- Orta Asya’da Ölü Kemiği Muhafaza Kapları (Ossuary / Navs) ve Türk Sanatı’ndaki Yeri Üzerine Değerlen...
Orta Asya’da Ölü Kemiği Muhafaza Kapları (Ossuary / Navs) ve Türk Sanatı’ndaki Yeri Üzerine Değerlendirmeler
Authors : Yaşar Çoruhlu
Pages : 873-896
View : 15 | Download : 8
Publication Date : 2019-10-01
Article Type : Research
Abstract :Orta Asya’da Türk Sanatı’nın M.Ö.ki dönemlerden itibaren gelişimi, Proto-Türk, Hun, Göktürk, Uygur vb. çeşitli Türk devirlerini içerecek şekilde ve her türlü ayrıntısıyla henüz ortaya konulamamıştır. Oysa günümüzde Türklerle ve Türk bölgeleriyle ilgili kazılar ve araştırmalar sonucunda elde edilen kalıntı ve sanat ve kültür değeri olan nesnelerin sayısı gün geçtikçe çoğalmakta ve büyük miktarlara ulaşmaktadır. Bununla birlikte sözü edilen bu büyük malzeme grubunun, Türk Sanatı Tarihi ve Arkeolojisi açılarından değerlendirilmesi, önemli sorunlar ve zorlukları bünyesinde barındırmaktadır. Bahsedilen şekilde, bazı değerlendirme zorluklarının olduğu sanat ve kültür nesnelerinin bulunduğu bir grup eser de ölü kemiği-kalıntısı saklama kaplarıdır. Bunlar batı literatüründe "Ossuary” ve Ortaçağ Araplarında "Nâvs” denilen ölü insan kemiklerinin ve bazen de kutsal sayılan kalıntıların saklandığı muhafazalardır. Daha çok, Hindistan’dan doğarak Orta ve İç Asya ve Çin’e yayılan Budizm’den ve stupa kültüründen kaynaklanan bu kapların, yeterli sayıda örneği Orta Asya kazı ve araştırmalarında ele geçmiştir. Zerdüştlük ve atalar kültü,ateş kültü gibi inanışların da söz konusu muhafaza kaplarının doğuşunda etkili olduğu anlaşılmaktadır. Bu eserlerin en azından bazı örneklerinin Türklerle ve dolayısıyla Türk Sanatı Tarihi’yle alakası bulunmaktadır.Bu husus bir kısım Türk ve onlara çok yakın bozkır halklarının en azından M.Ö.2.yüzyıldan itibaren, daha net bir şekilde takip edebildiğimiz Budizm’e ve diğer inanışlara ilgilerinin bir sonucudur. Bu bildiride amacımız Türkiye’de hiç değerlendirilmemiş bu kapları genel olarak ele almak ve Türk topluluklarının sanat tarihi ile ilişkisini belirlemek olacaktır. Kemik kalıntı kapları çoğu kere bir lahit kadar büyük olmayan, dörtgen veya oval şekildeki kaplardır. Bir kısmı basit ve sade, bir bölümü ise süslemeli ve insan veya hayvan figürlerini içeren bu kapların, içlerinde, daha çok kutsal veya önemli kişilerin kemikleri saklanırdı. Ele geçirilen örneklerin çoğunluğu pişmiş topraktan yapılmış olan ölü kemiği muhafaza kaplarıdır. Kimi madeni veya taş örnekler ve ayrıca ağaçtan yapılmış olan mahfazalar da vardır. Saklanan kemiklerin miktarı değişebilir ve hatta bazen insan kemikleri yanında hayvan kemikleri ve kutsal kişilere ait eşya türünden kalıntılar da bunların içinde yer alabilirdi. Söz konusu kemik-kalıntı kaplarının ilk olarak Budizme daha sonra da diğer inanışlara bağlı olarak ortaya çıktığı ve sonra Avrasya’nın çeşitli bölgelerine yayıldığı ileri sürülebilir. Bu bağlamda Bizans rölikerleri de bu yayılmanın bir sonucu olarak ortaya çıkmış olabilir. Orta Asya’da da bilhassaTürkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan ile Doğu Türkistan bölgelerinde görülen kemik muhafaza kaplarının, Kanglılar veya Kengeres Türk halkları ve Asya Hunları ile başlayarak (M.Ö. 2-1. Yüzyıl) Budizme eğilim gösteren sonraki Türk halklarında ve devletleri (özellikle Göktürk ve Uygurlar) döneminde de imal edildikleri anlaşılmaktadır. Böylece söz konusu kapların Türk SanatıTarihi kapsamı içinde değerlendirilebilmeleri mümkün olabilmektedir.Keywords : Kemik Muhafaza Kapları, Ossuary, Budizm, Türk, Orta Asya