Ekofeminizm Bağlamında Eski Türklerde Kadın ve Doğa İlişkisi
Authors : Aylin Benazır Ateş
Pages : 69-107
View : 17 | Download : 13
Publication Date : 2022-10-31
Article Type : Other
Abstract :Mevcut ataerkil yapının kadını ve doğayı eşzamanlı olarak sömürmesi feministler tarafından eleştirilmekte, kadın ve doğanın bu eril tahakkümden birlikte kurtulabilmesi için çeşitli çözüm önerileri üretilmektedir. 1970’li yıllarda artan çevreci hareketler ve ortaya çıkan 2. dalga feminist hareketlerin etkisiyle bir sentez oluşturulmuş ve ekofeminist anlayış ortaya çıkmıştır. Kadının ve doğanın ortak sömürüsünden adil, toplumsal cinsiyete dayanmayan eşitlikçi bir anlayışla kurtulabilmenin mümkün olduğunu düşünen ekofeminist hareket, toplumsal yapının ve düzenin yeniden tesis edilmesi gerektiğini varsaymaktadır. Bu bağlamda çeşitli öneriler sunulmaktadır. Bunlardan bir tanesi de ataerkilliğin tahakkümüne karşı kabile kültürü yahut anaerkil bir yapı ya da daha evrenselci yaklaşımdır. Böylelikle mevcut eşitsizliklerin ortadan kaldırılabileceği düşünülmektedir. Buradan hareketle çalışmada eski Türklerde kadın ve doğa ilişkisi incelenecek ve mevcut ataerkil yapının ürettiği eşitsiz ilişkilerin sonlandırılabileceğine olan varsayımla hareket ederek, kadın ve doğa arasındaki ilişkinin yeniden kurgulanmasına ya da anlamlandırılmasına alternatif öneriler üretilmeye çalışılacaktır. Günümüz toplumunda hayatın her alanına hâkim olan eril bakış açısının temellerini anlamak için, eski dönemin kadına ve doğaya dair hâkim düşüncesini anlamak gerekmektedir. Kadın ve doğa arasındaki ilişki genel olarak kadının doğurganlığı üzerinden kurulmaktadır. Yeryüzü de doğurganlığı sebebiyle dişil özelliklerle tanımlanmakta, bu durum da kadın ve doğa arasındaki bağı güçlendirmektedir. Kadın "şefkatli, fedakâr, şiddet karşıtı, duygusal” olarak kabul edilmektedir. Kadının doğurganlığı ve bu özellikleri onu doğayla uyumlu ve benzer hale getirmektedir. Kadın da tıpkı doğa gibi bir canlı üretmekte ve onun hayatta kalabilmesi için gerekli özveriyi göstermektedir. Geleneksel toplumlara bakıldığında kadın, kendisi ve ailesi için ihtiyacı olanı temin edebilmek için doğayla uyumlu bir biçimde hareket etmekte, ona saygı göstermektedir. Bu bağlamda var olan toplumsal problemleri çözmek amacıyla geçmişin izlerini sürmek işe yarar niteliktedir. Eski Türklerde var olan toplumsal ilişkilere yönelik eşitlikçi anlayış, kadına bakış, doğa sevgisi, doğayla iç içe geçmişlik, en önemlisi doğanın bir parçası olduğunu kabul ve ona uygun davranma şekli günümüzün toplumsal, ekolojik problemlerini çözmek açısından oldukça önemli bir yol göstericidir.Keywords : Kadın-Doğa İlişkisi, Ekofeminizm, Ataerkillik, Eski Türk Toplumu