- Adalya
- Issue: 19
- Rencontres Méditerranéennes autour de Spinoza. Asaf Hâlet, Pessoa, Calvino… et l’inconnue Maria Barb...
Rencontres Méditerranéennes autour de Spinoza. Asaf Hâlet, Pessoa, Calvino… et l’inconnue Maria Barbas
Authors : Cemal Bali Akal
Pages : 309-322
View : 35 | Download : 18
Publication Date : 2016-06-01
Article Type : Research
Abstract :Spinoza sevgi ve arzuyla baştan çıkmayı değil, sevgi ve arzunun kaynağını tanımayı önerir: Bedeni ve onun ne yapabileceğini öğrenmeye çalışmak. Bütünden parçaya, âlemden noktaya giden bu yolda kendini tanımak ve kabul edebilmek. Borges’in kahramanları için bazen düpedüz imkansızdır bu. "Dönüştüğüm bu insanların ne istediğini bilmiyorum, başka hangi adamlara dönüşeceğimi de bilmiyorum”. Bu sonsuz dönüşüm girdabı, filozof Spinoza’yı ve Borges’i de içine alacaktır. Pessoa da benzer biçimde birçok dışkimlik yaratacak ve onlara bakacaktır. "Gerçek Pessoa hep bir başkasıdır” ve yaşamak öteki olmaktır. Sonsuzca parçalanmış, sonsuzca birleşmiş. Parçalanmak, bakmak, görmek ve yeniden birleşmek. Bu ortak tema Asaf Hâlet’in iki şiirine getirir okuru. Önce Adımlar’a, sonra Gözler kimi gördüler’e. Aillaud’nun Vermeer et Spinoza’sında Spinoza, dünyada su içindeki balık gibi yaşar ve "ele avuca sığmaz”. Evrende bir Yumuşakça’nın konumu veya Spinoza’nın ya da okurunun konumu. Spinozacı özerklikte, tekil varlık evrenin sonsuz zenginliğinde Ötekiler’den farksızlaşır ve Bütün içinde her şey birbirine karışır. Calvino’nun öyküsü Sarmal’da, Asaf Hâlet’in Trilobit’ini hatırlatan biçimde, hayatın sınırsız çeşitliliğinde, şaşırtıcı bir zorunlulukla, farklı varlıklar bir araya gelir: Her şeyin her şeyle özdeşleşebildiği bu sonsuz gel-gitler evreninde Borges için de Borges olmak zordur. Hele Borges’le Borges arasına Spinoza girdiğinde: "İkisinden hangisinin bu sayfayı yazdığını bilmiyorum”. Spontini, yazdıkları başkaları tarafından yazılarak yaratılan yazardır, Crumey’in Pfitz’inde. Bir öykü yaratan yazar bu öykünün anlatıcısını yaratırken, öyküyü anlatan da öyküyü dinleyeni yaratır ve hepsi, bir ırmak gibi akıp giden hayat üzerine düşünüp her şeyin bir ölçüde yanlış olduğuna karar verir. Dünyayı ve insanın dünya üzerindeki konumunu anlamaya ya da onlar üstüne felsefe yapmaya yönelik her çaba, daha başlangıçta, bir çelişkiyle son bulmaya mahkûmdur: "Bu dünyada her şeyin, akla sığmaz karmaşıklığıyla, sınırsız ayrıntılarıyla beni sürekli yanılttığını biliyorum; çünkü akıl aslında, özetlenerek yakalanamayacak ve anlaşılamayacak tek düzenli bir bütünün parçasından başka şey olamaz”.Keywords : Rencontres, Méditerranéennes, Spinoza