- International Journal of Sport Culture and Science
- Vol: 3 (Special Issue: 1)
- Radical Transformation in the Human-Nature Perception: Deep Ecology
Radical Transformation in the Human-Nature Perception: Deep Ecology
Authors : Hasan Yayli Yayli, Refik Yaslikaya Yaslikaya
Pages : 452-465
Doi:10.14486/IJSCS312
View : 13 | Download : 10
Publication Date : 2015-07-23
Article Type : Other
Abstract :Yeşil düşüncenin ortaya çıkışına ilişkin bugüne kadar pek çok tarihleme çabası olmuştur. Sorunların gözle görünür hale gelmesiyle çevre sorunlarına ilginin başladığı İkinci Dünya Savaşı sonrası dönem, 1952 yılında Londra’da hava kirlenmesine bağlı olarak 4000’den fazla insanın ölmesine sebep olan travmatik hadise ya da 1970 yılında Roma Klübü’nün İnsanlığın İkilemi adlı projesinde kullanmak üzere Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ne (MIT) hazırlattığı ve sıfır büyüme teziyle bütün dünyanın dikkatlerini çeken rapor değişik çalışmalarda hem çevre duyarlılığındaki artışın hem de yeşil düşünce anlayışının başlangıcı olarak dile getirilmektedir. Hangi tarihten başlatılırsa başlasın ekolojik hareket bugüne kadar temel olarak iki ana düşünce akımının temel tezleri üzerinden kendi paradigmalarını geliştirme çabası içinde olmuştur. Sosyalist veya Marksist olarak adlandırılabilecek çevreciler çevre sorunlarının çözümü radikal bir dönüşümle ancak kapitalist üretim biçimi terkedilerek çevre tahribatının önüne geçilebileceğini iddia etmişlerdir. Kapitalist paradigma içinde kalarak çözüm arayan çevreciler ise doğanın kaynak havuzu ve atıkları yok etme açısından sürdürülebilirliğini sağladığımız ölçüde çevreyi koruyabileceğimiz düşüncesindedir. Dikkat edilirse her iki düşünce akımı etrafındaki tartışmalar insan merkezli tartışmalardır. Çevre sorunlarına insan merkezli yaklaşmayan, insan dışındaki doğanın kendi içinde bir değere sahip olduğu fikrinden hareket eden Derin Ekoloji yaklaşımı yukarıda bahsedilen iki temel yolun dışında alternatif bir ekoloji hareketi olarak 1973 yılında Norveç’li filizof Arne Naess’in "The Shallow and the Deep, Long-Range Ecology Movement. A Summary” adlı çalışmasıyla başlamıştır. Aradan geçen 42 yıl içinde, Derin Ekoloji kendini tanımlarken kullandığı "Ekosofi” ya da felsefesini hayata geçirebileceğini iddia ettiği "Biyo bölgeler” çerçevesinde pek çok tartışmanın nirengi noktasını oluşturmuştur. Tartışmalar büyük oranda bu düşünce akımının Hıristiyanlıktan Heidggerci felsefeye, Taoizm, Budizm ve avcı-toplayıcı kabile dinlerinden Batı metafiziğine, Amerikan Kızılderili kültüründen Avrupa romantizmine, Spinoza’dan 1960’ların karşı kültürüne kadar her şeyden bir miktar bulundurmasından, başka bir deyişle bir "potpori”yi andıran kavramsal ve düşünsel mozaik temelinde yükselmesi üzerinden yapılmaktadır. Bu çalışma Derin Ekolojiye yönelik tartışmaların kısa bir özeti üzerinden genel bir Derin Ekoloji değerlendirmesi yapma amacındadır. Bu çerçevede "ayakları yere basan” bir ekolojik hareketin Derin Ekoloji üzerinden tanımlanıp tanımlanamayacağı ile 21. Yüzyıl çevreciliğinin ne kadar mistik ne kadar reel öğelere dayanması gerekliliği tartışmanın ana ekseninin oluşturmaktadırKeywords : Derin ekoloji, insan doğa ilişkisi, biyo bölgeler, ekosofi, radikal ekoloji