MÜLTECİ BİR TİP OLARAK DİVAN ŞAİRİ
Authors : Sait Yilter
Pages : 87-98
Doi:10.51540/ijof.1258346
View : 72 | Download : 60
Publication Date : 2023-06-30
Article Type : Research Article
Abstract :İnsan; akıl ve irade bakımından diğer varlıklardan üstün olarak yaratılmıştır. Bu yönüyle insan iyiyi kötüden ayırt edebilir, kısmen tabiata hükmedebilir. Kendisine sınırlı bir hayat verilmiş olan insanın daima acelesi vardır. İnsan hastalandığında tabiatın gücü ve ölüm karşısında çoğu zaman zayıf ve aciz bir varlık hâline gelir. Bu zor durumdan kurtulmak için sığınacak bir yer arar. Divan şairi emelleri, beklentileri, hayalleriyle sıradan bir insan kalıbına pek uymayan bir kişilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı toplumunda geleneksel eğitim anlayışıyla yetişen, İslam dairesinde günlük yaşantısını sürdüren şair; maddȋ ve manevȋ dilek, istek ve ihtiraslarının gerçekleşmemesi durumunda kime sığınmakta, hâlini kime arz etmektedir? Divan şairlerinin Allâh’a, Peygamber Muhammed’e, dört halifeye, tarikat büyüklerine, padişahlara ve devlet adamlarına, bazen kendileri gibi bir şaire iltica ettikleri ve şiirlerinde yeri geldikçe bu durumu dillendirdikleri görülmüştür. "İltica” sözüyle ilişkili olan mültecâ, melce, melâz, me’men, penâh, puşt gibi kavramlara da şiirlerde sıklıkla rastlanılmaktadır. Şairlerin, sevgilinin kapısına iltica ettiği gibi bazen bir uç örnek olarak rakibe bile iltica ettiği de görülmektedir. Şairlerin bazen bir züht elbisesi, bir meyhane köşesi, bir himmet kalesi, bir izzet ve ikbal binası gibi yerlere de iltica ettiği anlaşılmaktadır. Hatta şairlerin bazen iltica edecekleri bir yer ve kimse bulamadıkları için serzenişte bulunduklarına şahit olunmaktadır. Bu çalışmada divan şairinin mülteci bir tip olarak kime ve neye sığındığı tespit edilmeye çalışılmıştır.Keywords : Divan şairi, tip, iltica, iltica makamları, iltica yerleri